25 Aralık 2012 Salı

Çağlar ve Müzik - 51

Bölüm 51 / Orijinal Yayın Tarihi: 27 Aralık 1999


Sayın dinleyiciler; bir yıl süren izlencemizin bu sonuncusunda sizlere Fransız kökenli ABD'li bağdar Edgar Varese'i tanıtmaya çalışacağız.
1883 yılının 22 Aralığında Paris'te dünyaya gelen Edgar Varese küçük yaşta küğe ilgi göstermeye başladı. On iki yaşındayken Jules Verne'in kitaplarından seçtiği bir konu üzerine "Martin Paz" adlı bir opera bağdadı. Ne ki babası onun küğcü olmasını istemiyor, "Ecole Politeqnique"e hazırlanması için zorluyordu. 1904'de 19 yaşındayken bu yüzden evinden kaçtı. Vincent d'Indy'nin kurduğu ve yönettiği "Schola Cantorum"a girdi. Burada d'Indy ve Albert Roussel'in öğrencisi oldu. 1904-1905 yıllarında sürdürdüğü bu öğrenciliği sırasında ilk yapıtlarıyla d'Indy ve Roussel'in beğenisini kazandı. Paris kentinin verdiği "Bourse Artistique"i kazanarak Paris Konservatuvarı'na girerek Widor'un öğrencisi oldu. 1901 yılı sonunda Almanya'ya gitti. Ferruccio Busoni ile tanıştı. İlk yapıtlarıyla onun da ilgisini çekti, desteğini gördü. 1913'de yine Paris'e döndü. 1915'te A.B.D.'e gitti ve orada yerleşti. Amerika'daki sanat çevreleri o sıralarda çağdaş küğe çok uzaktı, bilmiyorlardı. Bunun üzerine New York'ta çağdaş küğ yapıtlarının seslendirilmesi için "New Symphonie" orkestrasını, daha sonra da ünlü arp sanatçısı Carlos Salzedo ile "Uluslararası Bağdarlar Birliği"ni kurdu. Amerikan Çağdaş küğünün tanınması için uğraş verdi. Çeşitli üniversitelerin konservatuarlarında öğretmenlik yaptı. 6 Kasım 1965'de New York'ta öldü.
Varese'in gençlik yapıtlarını bilmiyoruz. Bunların bir bölümü Berlin'de yanmış, bir bölümünü de kendisi yok etmiş. Bugün Varese'in ilk yapıtlarından yalnız bir tanesi bilinmektedir; 1906 yılında, Verlaine'in şiiri üzerine yazmış olduğu "Un grand sommeil noir" başlıklı soprano için yazılmış piyano eşlikli tek şarkı.
"Bir Büyük Kara Uyku/Un grand sommeil noir" başlıklı bu şiiri önce özgün biçimiyle; François Kerdonouff'un piyanosu eşliğinde soprano Mireille Delunsch’dan dinleteceğiz. Hemen ardından bu şarkının Antony Beaumont’un orkestralamasıyla yine Mireille Delunsch'dan dinleyeceksiniz.
KÜĞ(Ç.S.M): Varese - Un grand sommeil noir(piyano eşlikli) (2'46")
Un grand sommeil noir (orkestra eşlikli) (4'08")
Varese'i küğ tarihinin öncü ve önemli bağdarları arasına koymayı gerektiren yapıtları 1921 yılından başlayarak ölümüne dek yazabilmiş olduğu on üç yapıttır. Bunların her biri bir yenileme, değiştirim, bulgulama amacıyla yazılmıştır. Yalnız vurma çalgılar kullanarak küğ yapılabileceğini elektronsal aygıtlarla küğe yeni tınılar sokulabileceğini ilk bulgulayan ve örneğini veren de Varese'dir. Onun açmış olduğu yoldan daha sonra pek çok bağdar yürümüş, tınısal etkinliğin küğün en önemli ögelerinden birisi olduğu anlaşılıp benimsenmiştir.
Şimdi de Varese'in 1918-1921 tarihleri arasında yazmış olduğu, büyük orkestra için "Amerikalar/Ameriques" adlı, Amerika'da ilk seslendirilişi büyük tepkilere neden olmuş bulunan ancak bugün artık çağdaş küğün deyim yerindeyse "klasik"leri arasına girmiş bulunan yapıtını Riccardo Chailly yönetiminde Royal Concertgebouw Orkestrasından sunuyoruz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Varese – Ameriques (24'30")
Sırada 1921 yılında yazılmış "Offrandes/Sungular" başlığı altında bir araya getirilmiş iki şarkı var. Orkestra eşlikli olan şarkıları soprano Sarah Leonard söylüyor. İlk şarkı; 1893-1948 yılları arasında yaşamış Vicente Huidobra'nın "Chanson de la-haut/Yukarıların (göklerin) şarkısı", başlıklı şiiri, ikincisi 1871-1945 yılları arasında yaşamış olan Jose Juan Tablada'nın "Le Croix du Sud/Güneyin Haçı" şiiri üzerine yazılmış. Riccardo Chailly yönetiminde ASKO Topluluğu eşlik ediyor.
KÜĞ(Ç.S.M): Varese - Offrandes (2 şarkı) (3'12") / (3'37")
1932-1934 yılları arasında "Ecuatorial"ı yazar Varese. Bas Kevin Deas ve Asko Topluluğundan Riccardo Chailly yönetiminde dinleyeceğiz.
KÜĞ(Ç.S.M): Varese – Ecuatorial (11'27")
1947 yılında yazmış olduğu "Tuning Up/Yüksek Akord (Düzenleme)" öğrencisi Chou-Wen-chung tarafından bıraktığı notlara göre düzenlenmiş.
Bu yapıtı da Chailly yönetimindeki Concertgebouw Orkestrasından dinletiyoruz.
KÜĞ (Ç.S.M.) :Varese - Tuning Up (5'00")
Bu izlencemizde Varese'den sunacağımız son yapıt, onun bitiremeden bırakmış olduğu son yapıtı "Nocturnal" olacak. Varese bu yapıtına 1961'de başlamış 1965 yılında ölümüyle yarım kalan yapıtı, öğrencisi Chou Wen-chung tamamlayarak yayınlamıştır. Soprano Sarah Leonard, Prag Filarmonik Korosu ve Royal Concertgebouw Ork.dan dinleyeceksiniz. Yöneten Ricardo Chailly.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Varese - Noctumal (10'25")


Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Ecuatorial ve Tuning Up yer almamıştır.

18 Aralık 2012 Salı

Çağlar ve Müzik - 50

Bölüm 50 / Orijinal Yayın Tarihleri: 15 ve 29 Kasım 1999




Daha önceki bölümlerde yer alıp da program süresinin kısaltılması nedeniyle yayınlanmamış olan Alban Berg'in yapıtları bu haftaki bölümde yer aldı.
Orijinal yayın tarihi 29 Kasım 1999 olan 46. Bölüm metninde yer alan Lulu Ardışı;
Orijinal yayın tarihi 15 Kasım 1999 olan 44. Bölüm metninde yer alan Yedi Erken Şarkı'dan ilk dördü ...

11 Aralık 2012 Salı

Çağlar ve Müzik - 49

Bölüm 49 / Orijinal Yayın Tarihi: 20 Aralık 1999



Sayın dinleyiciler; bugünkü izlencemizi Anton Webern'in dizisel yöntemle yazmaya başladığı 1924 yılından, son yapıtını yazmış olduğu 1943 yılına kadar olan süreç içinde vermiş olduğu yapıtlardan yapmış olduğumuz seçmeye ayırmış bulunuyoruz.
İlk dinleteceğimiz yapıt, 1928 yılında yazılmış olan "Op.21 Senfoni" Webern'in "senfoni"de kullandığı dizi, altışar seslik iki parça olarak ele alındığında, birinci ve ikinci parçadaki sesler karşılıklı ve tersten kullanıldığında üç tam seslik (triton denilen) aralığı oluşturdukları görülmektedir.
Şöyle: İlk altı ses; Fa - La bemol - Sol - Fa diyez - Si bemol - La
İkinc i altı ses; Mi bemol - Mi - Do - Do diyez - Re - Si
Böylece: Mi bemol - La/Si bemol - Mi/Fa diyez - Do/Sol - Do diyez/La bemol - Re/Fa - Si karşıtlarıyla triton dizisi oluşmaktadır.
Tritonun yaptığı kayıcı etki, dengeserlik duyuşundan uzaklaşmak için kakışmalara başvurma zorunluluğunu uzaklaştırmış olmaktadır. Senfoni "sonat" biçimine uygundur. Ancak yineleme yerine çeşitleme gözetilmiştir. Senfoni, Webern'in en uzun yapıtlarındandır. Dokuz dakika 17 saniye sürmektedir. Yapıtı Pierre Boulez yönetimindeki Londra Senfoni Orkestrası seslendiriyor.
MÜZİK (Küğ): Webern - Senioni Op.21 (9'17")
Şimdi dinleteceğimiz "dördül" Op.22'i Webern 1930'da yazmış. Charles Rosen; piyano / Daniel Majeske: keman / Robert Marcellus: klarinet / Abraham Weinstein: saksafon çalıyor.
MÜZİK (Küğ): Webern - Dördül Op.22 (7'10")
Webern 1934 yılına gelinceye değin üç yıl yeni bir şey yazmamış. 1934'e gelindiğinde Op.23 Üç Şarkı'yı yazdıktan sonra Op.24 "Dokuz Çalgı için Konçerto"yu yazmış ve bu yapıtını 60. yaşını kutladığı öğretmeni, arkadaşı Schönberg'e sunulamış. Çalgıları üçerli olarak kullanmış. Üç tahta nefesli: flüt, obva, klarinet / Üç bakır üflemeli: korno, trompet, trombon / Üç yaylı çalgı: keman, alto, çello. Yapıt büyük bir sadelik ve yalınlık taşımaktadır Pierre Boulez yönetimindeki Londra Senfoni Orkestrası üyelerinden dinletiyoruz.
MÜZİK (Küğ): Webern - Konçerto Op.24 (6'40")
Op.27 Piyano Çeşitlemeleri 1936'da yazılmış. Tüm öteki yapıtlarında olduğunca, dizinin büyük bir yalınlık içinde kullanılmasına karşın, iki el için karşıt devinimlerinde hünerli bir canlılık gösterilmektedirler.
Yapıtı Charles Rosen seslendiriyor.
MÜZİK (Küğ): Webern - Piyano Çeşitlemeleri Op.27 (6'00")
Op.28 Dördül'ü Webern 1938'de yazmış. Liszt'in ve başka bağdarların yaptıkları gibi BACH adındaki harflerin nota karşılıkları olan; Si bemol - La - Do - Si seslerinin aralıkları özdeş kalmak üzere göçürüm yoluyla kalan sekiz sesten dörder sesli iki öbek daha sağlamıştır.
Dizi şöyle oluşmuş: Si bemol - La - Do - Si/Re diyez - Mi - Do diyez - Fa diyez - Fa - La bemol - Sol
Yapıtı Juilliard Dörtlüsü seslendiriyor.
MÜZİK (Küğ) :Webern - Dördül Op.28 (8'45")
Sırada 1939 yılında yazılmış Op.29 Birinci Kantat var. Hildegard Jone'un şiiri üzerine; soprano yalkıcı, karışık koro ve orkestra için.
Soprano Halina Lukomska, John Alden Korosu ve Londra Senfoni Orkestrasını Pierre Boulez yönetiminde seslendiriyorlar..
MÜZİK (Küğ): Webern - Kantat No.1, Op.29 (7'58")
1940'da yazılan Op.30 Orkestra için Çeşitlemeleri Boulez yönetiminde Londra Senfoni Orkestrası seslendiriyor.
MÜZİK (Küğ): Webern - Orkestra için Çeşitlemeleri Op.30 (7'12")
Anton Webern 1940'tan 1943 yılına gelinceye değin yine yeni hiçbir yapıt ortaya koymamış,1943 yılında "Op.31 İkinci Kantat"ını yazmış.
Soprano ve bariton yalkıcılar, karışık koro ve orkestra için yazılmış olan bu yapıt Webern'in son yapıtı olmuştur. 1944 yılında bir şey yazmamış. 1945 yılının 15 Eylülünde öldürülmüş olduğunu daha önce belirtmiştik.
Webern'in Op.31 İkinci Kantat'ını Pierre Boulez yönetiminde, soprano Halina Lukomska, bariton Barry Mc Daniel, John Aldis Korosu, Londra Senfoni Orkestrası seslendiriyor.
MÜZİK (Küğ): Webern - Kantat No.2, Op.15 (bilet-Op.31)


Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Dördül, Op.28 ve Orkestra için Çeşitlemeler, Op.30 yer almamıştır.

4 Aralık 2012 Salı

Çağlar ve Müzik - 48

Bölüm 48 / Orijinal Yayın Tarihi: 13 Aralık 1999



Sayın dinleyiciler; bugünkü izlencemizi Schönberg'in dört yapıtına ayırmış bulunuyoruz.
Schönberg tek keman konçertosunu dizisel yöntemle 1934-1936 yılları arasında yazmıştır. Schönberg konçertosuna, Berg'in keman konçertosunu yazmasından bir yıl önce başlamış, ancak bitirebilmesi Berg'in ölümünden bir yıl sonra olabilmiştir. Schönberg; keman konçertosunda geleneksel üç bölümlü konçerto anlayışına uygun bir yapıt ortaya koymuştur ama, saltık/mutlak küğ anlayışına bağlı yönde hep diziyi ve tekniği göz önünde tutan yapısıyla konçerto, kemancı için pek çok zorluklarla dolu -mayın tarlasından geçmek zorunda kalan kişi gibi- her an beklenebilir bir patlamanın kopukluğunu getirebilir bir tehlike içinde sürer. Schönberg'in, öğrencisi Anton Webern'e sunulamış olduğu Op.36 Keman Konçertosu'nu ilk gören kemancılar "bunu seslendirebilmek için kemancının altı parmağının olması gerek" demişlerdir. Ancak Berg'in keman konçertosunu ilk kez seslendirmiş olan ABD'li kemancı Louis Krasner, 1940 yılında Philadelphia Orkestrası eşliğinde Schönberg'in Keman Konçertosu'nu da ilk kez seslendiren kemancı oldu. Konçerto'nun bölümleri şöyle:
1-Poco Allegro 2-Andante Grazioso 3-Allegro
Schönberg'in keman konçertosunda kullandığı dizi şöyledir:
La - Si bemol - Mi bemol -Si - Mi - Fa diyez - Do - Do diyez - Sol - La bemol - Re - Fa
Dinleteceğimiz kayıtta kemancı Zvi Zeitlin'e Rafael Kubelik yönetiminde Bavyera Radyo Ork. eşlik ediyor.
(Ç.S.M.): Küğ: Schönberg - Keman Konçertosu Op.36 (32'32")
Schönberg 1942 yılında bir de Piyano Konçertosu yazmıştır. Opus sayısı 42'dir. Schönberg'in Piyano Konçertosu, Keman konçertosu'na göre çalgıçalar için de dinleyici için de daha kolaylık taşır. Bunun nedeni Schönberg'in "Dönüşlü Biçim" anlayışına/yapısına uygun olarak diziden türettiği örgeleri kullanırken biraz da olsa dengeserlik yaklaşımını gözetmiş olmasıdır. Keman Konçertosunun baştan sona devrimci yapısallığına karşılık Piyano Konçertosunda eskileri andırışla bir tür duygululuk arayışında olan Schönberg'le karşılaşmakta olduğumuzu söyleyebiliriz. Yapıtın bölümleri: Andante/Molto allegro/Adagio/Grazioso olarak dört bölüm olmakla birlikte, bir birine bağlı olarak çalındığından tek bölümlü bir yapıt sayılabilir.
Kullanılan dizi:
Mi - Si bemol - Re - Fa - Mi - Do - Fa diyez - La bemol - Re bemol - La - Si - Sol 'dur. Ancak, 9. ve 11. sesler kimi yerde 12. sesle yer değiştirebilmektedirler.
Schönberg'in Piyano Konçertosunu Rafael Kubelik yönetimindeki Bavyera Radyosu Orkestrası eşliğinde Alfred Brendel'in piyanosundan sunuyoruz.
(Ç.S.M) Küğ: Schönberg - Piyano Konçertosu Op.42 (20'04")
Schönberg'den dinleteceğimiz üçüncü yapıt; 1947 yılında yazmış olduğu "Op.46 Varşova Kırımından Sağ kalan" adlı; konuşmacı, erkekler korosu ve orkestra için olan yapıtı. Schönberg bu yapıtını, İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanların Polonya'yı işgalleri ve Yahudileri fırınlarda yakmalarının etkisiyle, bu insanlık dışı, unutulmaması gereken kıyımın ürkünçlüğünü anılarda sürekli tutabilmek için 1947 yılında ABD'de yazmıştır.
Varşova'dan sağ olarak kurtulabilmiş olan, İngilizce konuşmasında gördüklerinden çıldırmak üzere olduğunu söylerken, birden Almanca; "Erzahlen/Sayın" buyruğuyla insanların nasıl soyut bir sayı durumuna indirgenmiş olduğunu belirtir. Tümü yedi buçuk dakika tutan bu yapıtıyla Schönberg; İkinci Dünya Savaşında insanlığın utanç verici yönünü, sayfalar dolusu yazıdan, uzun söylevlerden, bütünü kapsayamayan yüzlerce fotoğrafın bırakacağı etkiden çok daha ötede bir güçle, tarihi, silinmeyecek biçimde kulaklardan zihne yerleştirebilmiştir. Yapıtın sonunda erkekler korosu tek sesli olarak "Diriliş Yakarısı/Shema Yisroel" i söylerler. Orkestra "cantus firmus"la bunu pekiştirir, zenginleştirir.
Schönberg'in "Op.46 Varşova'dan Sağ Kalan" yapıtını, Pierre Boulez yönetimindeki BBC Senfoni Orkestrası ve Korosundan dinleyeceğiz. Konuşmacı: Günther Reich
(Ç.S.M.) Küğ: Schönberg - Varşova'dan Sağ Kurtulan Op.46 (7'26")
Schönberg'den dinleteceğimiz son yapıt, onun son yapıtı olan; 1951 yılında ölümüyle tamamlayamamış olduğu; Op.50/C "Çağdaş Mezmur/Moderne Psalm No1". Bu yapıt da konuşmacı, koro ve orkestra için yazılmıştır.
Yine Pierre Boulez yönetimindeki BBC Senfoni Orkestrası ve Korosundan dinleyeceğiz. Konuşmacı: John-Shirley Quirk
(Ç.S.M.) Küğ: Schönberg - Çağdaş Mezmur Op.50/C (5'33")

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Varşova'dan Sağ Kurtulan Op.46 ve Çağdaş Mezmur Op.50/C yer almamıştır.

28 Kasım 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 47

Bölüm 47 / Orijinal Yayın Tarihi: 6 Aralık 1999



Sayın dinleyiciler; bugünkü izlencemizde bir geri dönüş yaparak 1923 yılında Schönberg'in dizisel yöntemi ortaya koyduktan sonra, gerek kendisinin gerekse öğrencisi Webern'in bu yöntemde yazdığı yapıtlarından örnekler sunmak istiyoruz.
Schönberg'in dizisel yöntemle yazdığı ilk yapıtı 1923 yılında ortaya koyduğu "Serenade"dır. Op.24 sayısını taşıyan ve yedi bölümden oluşan yapıtın tümü dizisel değil, yalnızca 4. bölüm olan "Fetrarca Sonnet"si dizisel yöntemle yazılmış, öteki bölümlerde dengesersiz/atonal yazı ile yetinilmiştir. İlk olarak dinleteceğimiz "Serenade"ın bölümleri şöyle:
1-Marş 2-Menuet 3-Çeşitlemeler 4-Fetrarca'nın Sonnet'si 5-Kırın/Dans 6-Sözsüz Şarkı 7-Bitiriş/Final
Yapıt; keman, viyola, çello, mandolin, gitar, klarinet ve basklarinet için yazılmıştır. Yapıtı Robert Craft yönetimindeki topluluktan dinliyoruz.
KÜĞ(ÇSM) : Schönberg - Serenade Op.24 (33'00")
Anton Webern Op.12'den başlayarak dizi anlayışına gittikçe yaklaşır biçimde yapıtlar ortaya koyuyordu. 1924 yılında yazdığı "Op.16 Beş Kanon"la dizisel yöntemi Schönberg'in koyduğu ilkelere uyar biçimde ilk olarak uygular.
Dizisel yönteme uygun olarak yazılmış Webern'in bu ilk yapıtı; Pierre Boulez yönetiminde soprano Halina Lukomska ve topluluktan sunuyoruz.
KÜĞ(Ç.S.M): Webern - Beş Kanon Op.16 (3'10")
Şimdi de Schönberg'in tümü dizisel yöntemle 1926 yılında yazılmış Op.29 "Yedili-Ardış/ Septet-Suite"nı sunacağız. Dört bölümden oluşan yapıtın bölümleri: 1-Açınlık/Uvertür 2-Kırın/Dans 3-Konu ve çeşitlemeler 4-Giuge
Yedili-Açınlık'ı da Robert Craft yönetimindeki topluluk seslendiriyor.
KÜĞ(Ç.S.M): Schönberg - Yedili Ardış Op.26 (29'00")

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında "Serenade"ın 1-Marş ve 2-Menuet bölümleri yer almamıştır.

21 Kasım 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 46

Bölüm 46 / Orijinal Yayın Tarihi: 29 Kasım 1999



Sayın Dinleyiciler; Berg'in tümünü dizisel yöntemle yazmış olduğu "Şarap-Dinleti Aryası"nı geçen izlencemizde sunmuştuk.
Berg, 1929'da yazmış olduğu "Şarap-Dinleti Aryası"ndan sonra aynı yıl, ikinci operası "Lulu"ya başladı. Bu kez operanın konusu 1864-1918 yılları arasında yaşamış olan Frank Wedekind'in "Toprağın Tini" ve "Pandoranın Kutusu" adlı birleşik oyunlarından seçti. 1929 yılından 1934 yılının sonlarına dek ikinci operası "Lulu" üzerinde çalıştı. İki perdeyi tamamladı. Üçüncü perdeye başlamışken 1935 yılı yazında çalışmasına ara vermek zorunda kaldı. ABD'li ünlü kemancı Louis Krasner bir keman konçertosu yazmasını istemişti. Tüm çalışmalarında olduğunca, Berg, keman konçertosunu yazmayı da ağırdan aldı. Ne ki hiç beklenmedik bir acının verdiği yoğun duygulanımın baskısıyla, başka hiç bir yapıtında görülmedik yönde çok kısa sürede keman konçertosunu bitirdi. "Bir Meleğin Anısına" sunusunu taşıyan konçertonun bunca hızla -bir buçuk ayda- bitirilebilmiş olması, Berg'in yakın arkadaşlık kurmuş olduğu; Gustave Mahler'in dul eşi Alma Maria Mahlerin, ikinci kocası ünlü mimar Walter Gropius'dan olma kızı; Manon Gropius'un daha 18 yaşındayken beklenmedik ölümünün verdiği derin üzüntü nedeniyle olmuştur. Bu arada belirtelim; Berg'in ünlü operası "Wozzeck" Alma Maria Mahler'e sunuludur.
Berg'in dizisel yöntemle yazmış olduğu bu ağıtsal konçerto iki bölümlüdür. Andante olarak başlayan ilk bölüm yarıda Allegretto'ya dönüşür. İkinci bölüm ise bunun tersine; Allegro ile başlar. J.S.Bach'ın "Est is genug" sözleriyle başlayan koralinin yalkın kemanda işitilmesiyle başlayan bitirişte Adagio'ya geçer. Berg'in diziyi kullanışında dengeserliğe çağrışım yapan aralıkları gözetmiş olduğu, böylece Bach koralini, yapıtın karmaşık bütünlüğü içine kendinden bir parçaymış gibi, ölüm acısının doruğa çıktığı yerde yerleştirebilmiş olduğu görülür.
Berg'in keman konçertosu, Louis Krasner'ce ilk kez 1936 yılında Barcelona'da çalındığında, bu Berg'in kendisi için yazmış olduğu bir ağıt anlamını da aldı. Çünkü Berg bir yıl önce, 23 Aralık 1935 günü, parasızlığın neden olduğu geç kalma yüzünden, kan zehirlenmesinden kaldırıldığı hastanede ölmüştü.
Berg'in keman konçertosunu Gidon Kremer'in kemanından, Sir Colin Davies yönetiminde Bavyera Radyosu Orkestrası eşliğinde dinleyeceksiniz.
KÜĞ(ÇSM): Berg - Keman Konçertosu (28'23")
Berg, ikinci operası Lulu'da da değişik bir yönelişteydi. "İtalyan opera anlayışı" ile "bütüncül opera anlayışı"nı bu yapıtında birleştirmek istiyordu. İlk operası Wozzeck'de aryalara, düetlere yer vermezken, Lulu'da, İtalyan operasında büyük yeri olan geleneksel opera biçimlerine, onlara yeni bir tin kazandıracak yönde yer vermiştir. Wozzeck'de olduğunca operanın tümü sahnelenmeden önce, tanımının yapılabilmesi amacıyla operanın içinden çıkardığı 5 parçayla 1934'de bir ardış/suite hazırlamıştı.
Berg, operasında, çevresini hep hayranların çevirdiği, tehlikeli, güzelliği/gözalıcı cinsel çekiciliği arttığı ölçüde uğursuzlaşan Lulu'nun yükseldikçe çevresine hep yıkım getirmesini ve giderek kendisinin de çöküşünü anlatmak istiyordu. Berg Lulu Operasını öğretmeni Schönberg'in 60. yaşını kutlamak üzere yazıyordu ve ona sunulamıştı.
Lulu, uzun yıllar son perdesi yazılmamış olarak kaldı. Bitmemiş durumuyla ilk bir kaç oyununda 3. perde yerine Berg'in 1934'de hazırladığı Ardış seslendiriliyordu.
1926 doğumlu Avusturya'lı Bağdar Friedrich Cerha, Berg'in bıraktığı notlara ve Lulu Ardışına dayanarak operanın üçüncü perdesini 1970 yılında düzenlemeye geçti. Lulu, Cerha'nın tamamlamış olduğu bu biçimiyle ilk kez 1979 yılında Paris Operasında Pierre Boulez yönetiminde gösterime girdi. Yirmi yıldır "Lulu" artık bu tamamlanmış biçimiyle sahnelenmektedir. Birçok kaydı yapılmıştır. Tümü üç saat kadar tutan "Lulu" operasının tümünü yayınlamamıza izlencemizin süresi elvermediği için bugünkü izlencemizde, 1934 yılında Alban Berg'in hazırlamış olduğu "Lulu Ardışı"nı sunmakla yetineceğiz.
5 bölüm olan Ardış'ın bölümeri, şöyle:
1- Rondo; Andante, Hymne, Sostenuto
2- Ostinato - Allegro
3- Lied der Lulu - Comodo
4- Variationen - Moderato
5- Adagio; Sostenuto - Lento - Grave
Bu bölümlerden üçüncüsü, ikinci perdeden alınma Lulu'nun aryasıdır. Beşinci bölüm ise, yapıtın tamamlanmamış olan üçüncü perdesi için operanın bitişini oluşturan sahneden alınmıştır. Bu bitiş sahnesini Berg hazır olarak bırakmıştır. Bu sahnede, artık düşe düşe sonunda fahişeliğe kadar inmiş olan Lulu'nun sokaktan alıp getirdiği, "Karındeşen Jack"ın Lulu'yu öldürmesi, Lulu'nun ölüm çığlığı, Karındeşen Jack'ın Lulu'yu öldürmeden önce, bıçakla yaralamış olduğu Lulu'yu hiç bırakmamış olan sevici dostu Grafin Geswitz'in yaralı durumda yerde sürünerek Lulu'ya ulaşmaya çalışırken söylediği: "Lulu, mein Engel / Lulu, meleğim" sözleriyle başlayan son sözleri duyulur.
Ardış'ı Claudio Abbado yönetiminde Londra Senfoni Orkestrası seslendirecek. Şarkıları, soprano Margaret Price söylemektedir.
KÜĞ (ÇSM): Berg - Lulu Ardışı (33'53")

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Lulu Ardışı yer almamış, onun yerine orijinal yayın tarihi 8 Kasım 1999 olan 43. Bölüm metninde anlatılan Orkestra için Üç Parça Op.6 yayınlanmıştır.

14 Kasım 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 45

Bölüm 45 / Orijinal Yayın Tarihi: 22 Kasım 1999



Sayın dinleyiciler, bugünkü izlencemizi, Berg'in Wozzeck operasından sonra ortaya koymuş olduğu üç yapıta ayırmış bulunuyoruz. Yazılış tarihlerine göre bu yapıtlar şunlardır:
1- 1923-1925 yılları arasında yazılmış olan "Keman, Piyano ve 13 Üfleme Çalgı için Oda Konçertosu". Berg bu yapıtı öğretmeni ve arkadaşı Schönberg'in 50.yaş gününü kutlamak için yazmış, ona sunulamıştır. Schönberg dizisel yöntemin kurallarını 1923 yılında ortaya koymuş olduğu halde, Berg henüz bu yöntemle yazmaktan uzaktır. Yapıtta yine de dizisel yöntemin kimi kurallarının uygulanmış olmasına karşılık, yönteme tam bir uyum görülmez.
2- 1926 yılında "Duygun Ardış / Lyric Suite" başlıklı yaylılar dörtlüsü için yapıtını ortaya koyan Berg, altı bölümlü olan bu yapıtının yalnız birinci ve altıncı bölümlerinde dizisel yöntemi kullanmış, öteki bölümlerde dengeserlikdışı/atonal küğ anlayışına bağlı kalmıştır. Berg bu yapıtını "Duygun Senfoni/Lyric Symphonie" yapıtını çok beğenmiş olduğu öğretmeni Schönberg'in öğretmeni ve arkadaşı olan Alexander von Zemlinsky'e sunulamıştır.
3- Dinleteceğimiz son yapıt Alban Berg'in 1929 yılında yazmış olduğu "Şarap/Der Wein" adlı dinleti aryasıdır. Berg'in baştan sona dizisel yöntemle yazmış olduğu ilk yapıtı budur. Daha sonra "Keman Konçertosu" ile son perdesini tamamlayamamış olduğu "Lulu" operasını da tüm olarak dizisel yöntemle yazacaktır.
"Şarap-Dinleti Aryası" ünlü Fransız ozanı Charles Baudler'in şarapla ilgili üç şiiri: "Şarabın Tini / L'Ame du vin", "Sevgililerin Şarabı / Le Vin des amants", "Yalnızın Şarabı / Le Vin du solitaire"in ünlü Alman ozanı Stefan George'nin Almancaya yapmış olduğu çevirileri Berg'in okuduktan sonra şarkı yapmaya karar vermiş olması sonucu ortaya çıkmıştır. Ancak aryada şiirleri Fransızca asıllarına göre kullanmıştır.
Şimdi ilk olarak "Keman, piyano ve 13 Üfleme Çalgı için Oda Konçertosu" sunuyoruz. Daniel Barenboim, piyano / Pinchas Zukerman, keman çalıyor, Pierre Boulez yönetimindeki Ensemble Inter Contemporaine eşlik ediyor.
MÜZİK(KÜĞ) : Berg -Oda Konçertosu (29'59")
Sıra, "Duygun Ardış/Lyric Suite"de. Yapıtı Viyana'daki Alban Berg Dörtlüsü'nün 1996'daki kaydından izleyeceksiniz.
MÜZİK(KÜĞ) : Berg -Duygun Ardış (27'11")
"Şarap-Dinleti Aryası"nı Claudio Abbado yönetimindeki Viyana Filarmonisi'nin eşlik ettiği mezzosoprano Anne Sofie von Otter'den dinleyeceksiniz.
MÜZİK(KÜĞ) : Berg -Şarap, Dinleti Aryası (12'59")

7 Kasım 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 44

Bölüm 44 / Orijinal Yayın Tarihi: 15 Kasım 1999



Sayın Dinleyiciler, bugünkü izlencemizin ilk yapıtı Alban Berg'in Op.7 Wozzeck operasının, geçen hafta dinletememiş olduğumuz ikinci ve üçüncü perdeleri. Dinleyeceğiniz sahnelerin konusunu hemen özetleyelim.
İkinci perdeyi Berg, 5 bölümlü bir senfoni olarak yapılandırmıştır.
1. Sahne: Marie odasında yalnızdır. Bando yöneticisinin vermiş olduğu küpeleri kulağına takar, aynada saçlarını düzeltir, kendisini beğeniyle süzer. Düşlem içindedir. Wozzeck girer. Marie kulağındaki küpeleri saklamaya çalışır. Ne ki Wozzeck onları görmüştür. Nereden aldığını sorunca, Marie yolda bulduğunu söyleyerek kendisini savunmaya çalışır. Wozzeck, kobaylığı karşılığı doktorun vermiş olduğu parayı verir ve hiddet içinde çıkar gider. Marie kötü bir kadın olduğu düşüncesi içinde ezgin her şeyin şeytanın egemenliğinde olduğunu söyler.
2. Sahne: Doktor ve Yüzbaşı yolda yürürlerken tıp ve doktorun deneyleri konusunda konuşurlar. Oradan geçen Wozzeck'i çağırarak bando yöneticisi ile Marie arasındaki ilişkiye dokunarak Wozzeck'le alay etmeye başlarlar. Sözü ölmeye getirirler. Wozzeck, en iyisi asılarak ölmektir, sonunun ne olduğunu bilebilir diyerek Doktorla Yüzbaşı'nın yanından kaçar.
3. Sahne: Marie evinin kapısı önündedir. Wozzeck gelir. Bando yöneticisi ile ilişkisini sormaya, Marie'yi sıkıştırmaya başlar. Marie, Wozzeck'in tüm suçlamalarını yadsıyarak ona tersyüz gösterir, evinden içeri girer. Wozzeck "en iyisi Bıçaktır" diye söylenerek gider.
4. Sahne: Bir kır kahvesinde çiftler vals yapmaktadır. Marie ve Bando yöneticisi de bunların arasındadır. Andres iki arkadaşıyla birlikte esrik durumda şarkı söylemekte çevredekileri coşturmaya çalışır. Wozzeck gelir bir köşeye sinerek Marie ile Bando yöneticisinin kırınını/dansını kıskançlık içinde izler. Kendisine yakın yerde durarak oynaşanlara bakmakta olan Budala "kanı duyduğundan, kanın coşkusundan" söz etmektedir. Wozzeck kanı gördüğünü, söyler.
5. Sahne: Koğuşta erler uyurken horlamaktadırlar. Wozzeck, kır kahvesinde gördüğünün etkisi altında söylenerek uyanır. Arkadaşı Andres'e düş gördüğünü Marie'nin elinde bıçakla, kocaman bıçakla önünde durduğunu söyler. Andres onu yatıştırmaya çalışır. Yeniden yatarlar. İyice esrik durumdaki Bando Yöneticisi ıslık çalarak gelir. Wozzeck'le aralarında tartışma çıkar Marie nedeniyle. Wozzeck'i pataklar. Wozzeck yere yuvarlanır. Herkes yeniden uykuya dalarken Wozzeck "birinden sonra öteki…"diye söylenir.
Üçüncü Perde altı Buluş/İnvention üzerine kurulmuştur:
Birinci Sahne: (Bir konu/tema üzerine buluş)
Marie odasında, kucağında kutsal kitap, Marie Magdalena öyküsünü okumaktadır. Kötü bir kadın olduğunu isteklerine karşı koyamadığın düşünerek ilenir. Yine Kutsal Kitabı okumaya geçer. Marie Magdalena'nın arındığı ve kurtuluşa ulaştığı gibi kendisinin de bağışlanabileceğini ummak ister. Huysuzluk eden çocuğunu avutmaya çalışır. Ona yoksul çocuğun öyküsünü anlatmaya girişir, sonra Kitabına döner Tanrıdan bağışlanmasını diler.
İkinci Sahne: (Bir ses/nota(si sesi) üzerine buluş)
Marie ve Wozzeck orman kenarındaki yolda yürümektedirler. Gecedir. Bir an Wozzeck eski günlere dönebilecekmiş duyuşuna kapılır. Marie'yi kucaklamak ister. Bunu yapamayacağını anlar. Ay görünür. Marie, ayın kızılımsı görünüşüne bakarak kana benzediğini söyler. Wozzeck birden bıçağını çekerek Marie'nin boğazına saplar; Marie, imdat çığlığı atar. Wozzeck yere yığılan Marie'ye bakarak "Öldü" dedikten sonra oradan kaçar.
Üçüncü Sahne: (Bir tartım/ryhtme üzerine buluş)
Loş bir meyhanede öğrenciler kızlarla kırınmaktadır/dans etmektedir. Wozzeck bir yandan içer, bir yandan şarkı söyler. Orada bulunan Margaret'i kırına çağırır. Margaret Wozzeck' in elindeki kan lekelerine bakarak, ne olduğunu sorar, oradakilerin hepsi Wozzeck'in başına toplanır. Wozzeck elini kesmiş olduğunu söyleyerek oradan kaçar.
Dördüncü Sahne: (Altı sesli bir tınaş/akor üzerine buluş)
Wozzeck Marie'yi öldürdüğü yere gelmiştir. Marie saplamış olduğu bıçağın üzerinde bulunmasından korkar bıçağını aranmaya başlar, bulur, yan tarafta akmakta olan çaya atar. Gecenin sessizliğinden korkup kaçmak ister. Bıçağı attığı su kan kırmızı görünür. Bıçağını bulmak, kanda yıkamak ister. Suyun derinlerine doğru giderek yok olur. Doktorla Yüzbaşı bir takım gürültüler duyarak bu yana gelmişlerdir. Wozzeck gölde yok olup gitmiştir. Bir şey bulamazlar. Oradan ayrılırlar.
Dördüncü sahne ile beşinci sahne arasında sahne değişimi sırasında operanın çok ünlü olan Bağlak/son deyiş/Epilog olarak gösterilen beşinci buluş'u çalınır. Beşinci buluş: Bir dengeserlik(küçük re/re minör) tonalite üzerine buluşdur.
Beşince Sahne: (Sekizli notalar üzerine buluş)
Marie'nin evi önünde çocuklar oynamaktadır. İki çocuk Marie'nin öldürülüş olan cesedinin bulunmuş olduğunu söylerler. Marie'nin çocuğuna "senin annen ölmüş" diye söyler çocukların birisi. Marie 'nin çocuğu bundan bir şey anlamaz. Öteki çocuklar aşağı tarafta bulunan Marie'nin ölüsünü görmeye giderlerken, Marie'nin çocuğu sopadan atına, binmiş "Hop, Hop" diyerek oyununu sürdürür.
Operada yer alan sanatçıları yineleyelim:
Wozzek - bariton Franz Grundheber / Bando yönetmeni - tenor Walter Raffeiner / Andres - tenor Philip Langridge / Yüzbaşı tenor Heinz Zednik / Doktor - bas Aage Haugland / 1. Öğrenci - bas Alfred Sramek / 2.Öğrenci - tenor Alexander Maly / Budala - tenor Peter Jelosits / Marie - soprano Hildegard Behrens / Margret - alto Anna Gonda / Marie'nin çocuğu - soprano Viktoria Lehner / Viyana Filarmoni'yi Claudio Abbado yönetiyor.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Wozzeck - 2.ve 3.perdeler (55'35")
Sayın dinleyiciler, bugünkü izlencemizi Berg'in 1905-1908 yılları arasında yazıp 1928 yılında piyano partisini orkestraya uyarladığı opus sayısı bulunmayan "Yedi Erken Şarkı"yı sunarak bitireceğiz.
Berg'in yapıtları Wozzeck'e gelinceye kadar opus sayısı taşımalarına karşılık, Wozzeck' den sonra ortaya koyduğu daha yedi yapıtın hiç birine opus sayısı vermemiştir.
Yedi Erken Şarkı'yı Berg, sonradan 1911'de eşi olacak Helene Nahowski'nin adına sunulamıştır.
Yedi Erken Şarkı'dan ilk dört şarkıyı sunuyoruz. Carl Hauptmann'ın "Gece" şiiri / Lenau'nun "Kamışların Şarkısı" / Storm'un "Bülbül" şiiri / Rilke'den "Düşün Aynasında"…
Yapıtı Claudio Abbado'nun yönettiği Viyana Filarmoni eşliğinde mezzosoprano Anne Sofie Von Otter'den dinleyeceğiz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Berg - Yedi Erken Şarkı'dan ilk dördü (16'22)

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Yedi Erken Şarkı yer almamıştır.

31 Ekim 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 43

Bölüm 43 / Orijinal Yayın Tarihi: 8 Kasım 1999



Sayın dinleyiciler, geçen hafta başlamış olduğumuz, Alban Berg'in yapıtlarını tanıtmayı sürdürüyoruz. 1913 yılında Berg, Klarinet ile Piyano için Dört Parça Op.1'i ortaya koyar. Bu yapıtın klarinet ile piyano partileri bağımsızlık gösterirler. Ancak iki çalgının devinimlerinde, anlatımda bir birlerini tamamlamaları ustaca gözetilmiştir. Bunun sonucu olarak; dört bölümün özetlenmiş bir sonat biçimini anımsattıkları/sergiledikleri söylenebilir.
Berg, aynı yıl, Op.6 Üç Orkestra Parçası'na başladı. Ancak bu yapıtın bitmesi ertesi yıla sarktı. 1914 yılında tamamlanan yapıt, büyük orkestra için yazılmıştır. Berg, bu yapıtında yeni tını ve renk aramalarına girişmiş, bunu sağlayabilmek için de orkestradaki çalgıları birbirlerine karşı bağımsız olarak kullanmıştır. Çalgı partilerinin bir başka çalgı partisiyle eşleştirilmesinden kaçınılmıştır. Yapıtın ilk Parçası "Prelüd/Önçalım" ikincisi• "Dans/Kırın" üçüncü parça; "Marş" başlıklıdır. Berg bu yapıtını, öğretmeni ve arkadaşı Schönberg'in kırkıncı yaşını kutlamak için ona sunulamıştır. Yapıtın hiç bir bölümünde, hiç bir süreçte belirgin tek ezgisellik gözetilmemiş, ses yığınlaşmalarından oluşan; tınısal-tartısal-oylumsal etkinlik öne çıkarılmıştır. Bu nedenle de dünya küğünde 1960'larda ve sonrasında kendini gösterecek "yığınses küğünün" ön habercisi olarak görmek gerekirken, bu yönü yeterince anlaşılamamış, buna karşılık Berg'in bundan sonraki yapıtı; "Wozzeck" operasına bir hazırlık çalışması gibi gösterilmek istenmiştir çoğu eleştirmenlerce.
Şimdi, önce Op.5 "Klarinet ile piyano için Dört Parça"yı Antony Pay'in klarineti, Daniel Barenboim'in piyanosundan dinleteceğiz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Berg - Klarinet ile Piyano için Dört Parça Op.5 (7'20")
Şimdi de Op.6 "Orkestra için Üç Parça"yı Claudio Abbado yönetiminde Londra Senfoni Orkestrasından sunuyoruz
KÜĞ (Ç.S.M.) : Berg - Orkestra için Üç Parça Op.6
1813-1837 yılları arasında yaşamış Alman yazar Georg Büchner 24 yaşında ölürken bitirebildiği birkaç yapıtından başka tamamlayamamış, bölümcükler halinde taslak olarak "Woyzeck" adlı bir de tiyatro yapıtı bırakmıştır gerisinde. Büchner'in Woyzeck'i 27 parçacıktan oluşmaktadır. Sahnelerin nasıl bir sıralama izleyeceği belirtilmemiştir/kesin değildir. Büchner'in gerçek bir olaydan esinlendiği taslak, inceleyenlerin çok ilgisini çekmiş, araştırmacıların her biri kendine göre bir sıralama yaparak oyunu sahneye getirmişlerdir. Alban Berg, Büchner'in "Woyzeck"inin 1914 yılında Viyana'daki oynanışını izleyince, oyundan çok etkilenmiş ve onu opera durumuna getirmek isteğiyle dolmuştur. Cönkü/Libretto'yu hazırlarken, Büchner'in 27 sahnesinden on beşini seçerek, beşer sahneli üç perde düzenlemiştir. İlk perdenin beş sahnesi operanın "exposition/serileme/serim" bölümü olarak belirlenmiş, kişiler ve bunlarla ilgili küğ sergilenmiştir. İkinci perde, beş bölümlü bir senfoni, üçüncü perde; birisi sahne değişimi sırasında yalnız orkestranın çaldığı altı "İnvention/Buluş/Türetme"den oluşmuştur. Berg, operasına Büchner'in "Woyzeck" adını değiştirerek "Wozzeck" adını vermiştir. Wozzeck, İtalyan opera anlayışına karşı gelişen "Bütüncül Opera" anlayışının en tam, en özgün örneğini oluşturur. Berg'in olağanüstü başarısı; cönkle/libbretto ile küğün tam bir dengesini kurabilmesi, geleneksel biçim anlayışından yola çıkarak biçimleri özümseyen küğsel anlatımın doruğuna ulaşabilmesindedir. Berg, operasını bitirebilmek için 1914 yılından 1921 yılına kadar çalıştı. 1924 yılında operadan çıkarılmış üç parça ile bir Ardış/Süite düzenledi. Bu ardış 1924 yılında Hermann Scherchen yönetiminde ilk kez Frankfurt'ta seslendirildiğinde büyük yansımalara neden oldu. Bunun üzerine operanın tümünün sahnelenmesi zorunlu duruma geldi. 14 Aralık 1925'te operanın tümü Berlin'de Erich Kleiber yönetiminde seslendirildi. Wozzeck değişik tepkilerin doğmasına neden olmakla birlikte, Berg'in ölümüne dek başka hiç bir çağdaş operaya nasip olmayan ölçüde, büyük sanat merkezlerinde 199 kez sahnelenebildi. ABD, operanın elyazmalarını "Kongre Kitaplığı"na koyulmak üzere bağdardan satın aldı. Wozzeck teknik yönden dengeserlikdışı/atonal küğ anlayışına göre yazılmış, ancak ezgisel yapısı ve girdili/kontrapuntal çatkılaması bakımından ilk anda dizisel bir çalışmaymış gibi yanıltıcı bir izlenim bırakabilir. Oysa Berg'in dizisel yöntemle yazması çok sonra, son üç yapıtında gerçekleşmiştir.
Bugünkü izlencemizde, Wozzeck'in yalnız ilk perdesini sunabileceğiz. İkinci ve üçüncü perdeleri gelecek izlencemizde vermeye çalışacağız.
Konuyu kısaca belirtelim:
Birinci perdenin birinci sahnesi; Kışlanın bir odasında sabahleyin Yüzbaşı ile onu traş etmekte olan er Wozzeck arasında geçer. Yüzbaşı, Wozzeck'in metresinden olan evlilik dışı çocuğuna yeterince bakıp bakamadığını sorgulamaktadır. Bu arada onurlu insanların nasıl yaşamaları gerektiği yolunda kendini beğenmişlikle yüksekten atan sözler eder. Wozzeck, çocuğu törel/ahlak kurallarına uygun yetiştirmeye çalıştığını, ancak kendisi yoksul bir insan olduğundan hoş görülmediğini, kendisi gibi yoksul insanlar ölünce de belki ancak gök gürültüsü yapmak için kullanılabileceklerini söyler.
İkinci sahne: Kent yakınında orman kıyısında Wozzeck ve arkadaşı Andres toprağa uzanmışlarken Andres bir avcı şarkısı söylemektedir. Wozzeck birden huysuzlanarak çevresindeki ağaç dallarını kırmaya, bu yerlerin ilençli/lanetlenmiş olup burada oturanların üç gün içinde ölebileceklerinden söz etmeye koyulur. Andres, arkadaşı Wozzeck'i bu kötü önseziden kurtarmaya çalışır, gitmeleerinin iyi olacağını söyler. Güneş batmıştır, kızılımsı bir renk her yanı kaplamaktayken Wozzeck "Dünya Öldü" diye söylenir.
Üçüncü sahne: Wozzeck'in metresi Marie yoksul odasının açık penceresinden yanında çocuğuyla, marş yürüyüşüyle dışarıdan geçen askerleri seyretmektedir. Marie'nin komşusu Margaret de kapı önünde geçen askerleri izlemekte ve önde yürümekte olan yakışıklı bando yöneticisini övmektedir. Marie bandonun çaldığı marşı cim-bum, cim-bum sözleriyle taklit etmektedir. Bando yöneticisinin Marie'ye göz kırptığını, selamladığını gören Margaret, Marie'ye laf atınca aralarında tartışma çıkar. Marie pencereyi kapatarak içeri çekilir. Çocuğunu sallayarak avunmaya çalışır. Kapı vurulur, Wozzeck içeri girer. Kırdaki olayın etkisi üzerindedir. Her yerde hayaller görmektedir. Marie onun delirmek üzere olduğunu düşünmektedir. Wozzeck geldiği gibi birden çıkar gider. Marie ürkmüş durumda arkasından kapıyı kapatır.
Dördüncü sahne: Kışlada Doktorun odasında Wozzeck muayene olmaya gelmiştir. Doktor, Wozzeck'i biraz para karşılığında tıp deneyleri için kobay gibi kullanmaktadır. Yiyeceklerin insan ırasını ne ölçüde değiştirdiğini araştırmaktadır. Bunun için Wozzeck bir hafta yalnız fasulye yemekle yetinecektir, belki sonra biraz et yemesine izin verebilecektir. Doktor, Wozzeck'in doğa üzerine düşüncelerini soruşturmaya geçer. Wozzeck, doktora dünyayı kaplayan alevlerden söz etmeye ve bu deneylere Marie için katlanmakta olduğundan söz eder. Doktor deney sonuçlarının düşüncesine uygun çıktığını belirterek memnuniyetle ellerini oğuşturur, latince birçok tıp terimleri kullanarak Wozzeck'i deneylerin devamı için uyumlu olmaya çağırır. Dilini göstermesini söyler. Wozzeck dilini çıkarırken sahne biter.
Beşinci sahne: Marie ve bando yöneticisi Marie'nin kapısı önündedir. Vakit gecedir. Bando yöneticisinin görünüşünü över Marie. Yönetici de kendisiyle övünmektedir. Marie'yi sıkıştırmaya başlar. Marie onu iter, tırmalar. Yönetici ona kaplan gibi olduğunu söyler. Ve Marie'nin güzelliğini belirterek yine ona yönelir. Bu kez Marie'de onun kollarına atılır, birlikte kapıdan içeri girerler.
Dinleteceğimiz kayıtda Wozzeck'i bariton Franz Grundheber, Yüzbaşıyı tenor Heinz Zednik, Doktoru bas Aage Haugland, Wozzeck'in arkadaşı Adres'i tenor Philip Langridge, Bando yöneticisini tenor Walter Raffeiner, Marie'yi soprano Hildegard Behrens, Marie'nin komşusu Margaret'i alto Anna Gonda, Viyana Filarmonisi eşliğinde, Claudio Abbado yönetiminde seslendirecekler.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Berg - Wozzeck - Birinci perde (33'40")

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Klarinet ile Piyano için Dört Parça Op.5 ve Orkestra için Üç Parça Op.6 yer almamış, onların yerine bir önceki haftadan Piyano Sonatı Op.1 yayınlanmıştır.

24 Ekim 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 42

Bölüm 42 / Orijinal Yayın Tarihi: 1 Kasım 1999



Alban Berg, 1885 yılında 9 Şubat günü Viyana'da orta halli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Başlangıçta küğe karşı ilgisiz görünüyor, buna karşılık çağının tüm yazarlarını, ozanlarını okuyarak geniş bir ekine/kültüre ulaşma çabasını aralıksız sürdürüyordu. Ağabeyi ile bacısının küğ dersleri almaya başlamaları üzerine onların çalışmalarına ilgi gösterir oldu. Bir süre sonra kendi kendine bağdarlık çabasına girişti. Kardeşlerinin küğ öğrenimindeki yavaşlıkları ona yetmez oldu. Piyano çalmayı ve bağdama tekniğini kendi kendine öğrenmeye çalıştı. 1904 yılının güzünde yazmış olduğu kimi şarkıları ağabeyi Schönberg'e göstererek, aracı olması sonucu Schönberg'le tanıştı. Onun ilerici görüşlerinden çok etkilenerek özel öğrencisi oldu. Giderek Schönberg'in en yakın arkadaşı durumuna geldi. Ölünceye kadar da bu yakınlığını ve sadakatini korudu.
Schönberg'in öğrencisi olmadan önce, kendi çabasıyla bağdarlığı öğrenmeye koyulduğu dönemde, sevdiği ozanların şiirlerini şarkı yapıyordu.
Berg'in ölümünden sonra, yetişkin bağdarlık döneminde ortaya koymuş olduğu 14 yapıt arasında hiç birini almadığını, başlangıç çalışmaları olarak ortaya hiç çıkarmadığı 69 tane şarkı yazmış olduğu saptanmıştır. Berg'in 15 yaşından 20 yaşına kadar -1900 ile 1905 yılları arasında- yazılmış bu şarkılar, o yıllarda Wagner-Mahler yoluyla etkinliğini sürdüren geç - romantizmin tüm özelliklerini -sallantılı, gevşek, giderek değişime uğramaya yatkın dengeserlik anlayışı içinde, örtüsüz bir duygululuk, ince, yüreğe dokunan bir söyleyiş biçemi- göstermektedir. Berg'in 1908 yılında yazdığı Op.1 Piyano Sonatı, aynı özellikleri taşımakla birlikte, dilinin yoğunluğu ve dengeserlik dışına yönelik yapısı bakımından çok ustaca yazılmıştır. Bu ustalık yalnız bağdarın yapıtını yazmasındaki bir özellik olarak kalmaz, seslendiriciden de özdeş incelik-duygunluk ve hünerli tekniğin kaynaştırılmasını ister.
Op.2 Dört Çığırgı'yı Berg 1908-1909 arasında yazmıştır. 0p.3 Yaylı Dördül'ü 1910 yılında yazmıştır. Kimilerine göre Berg'in en güzel yapıtıdır. Schönberg'in dengesersiz / atonal küğ anlayışına göre ortaya koyduğu yapıtlara bir türlü yakınlık duyamayan ve anlayış gösteremeyen bir eleştirmene göre de "Schönberg' in en iyi yapıtı Alban Berg" olmuştur. Schönberg, Op.3'e gelinceye dek, Berg'in yazdığı tüm yapıtları gözden geçirerek düşüncelerini belirtmiş, yapıtların her yönden eksiksiz olmasında önerilerde bulunmuş, bu yapıtların ortaya çıkmasında yönlendirici olmuştur. Berg'in Op.3'ten sonraki yapıtlarının hiç birinde Schönberg'in bir önerisi, bir onayı söz konusu değildir. 0p.3 Dördül, dengeserlik bağlarından tam bir kopuşun ürünüdür. Dengeserlik ortadan kalktığı gibi, uyum anlayışı da tam bir özgürlük gösterir. Yapıtın girdiye/kontrapunta dayalı yazısı bakımından dört çalgının bağımsız çizgilerinin birlikteliği yatay ve dikey düzeni getirir. Yapıtın ikinci özelliği, Berg'in yaşamı boyunca bağlı kalacağı; bir biçime göre kuruluşu çatkılama anlayışının örneği olmasıdır. İki bölümlü olan yapıtta, devinim hızı bakımından pek ayrılık görülmez. Buna karşılık, ilk bölüm "sonat" biçimine uygunluk taşır. Yalnız "gelişme" yerine, serimdeki ögeler daha değişik olarak kullanılmıştır. İkinci bölümde "rondo" biçimi öngörülmüştür. Böylece, Berg'de bir birine zıt gibi duran iki oluşum hemen dikkati çeker; biçimciliği gerektiren saltık/mutlak küğ anlayışı ile, anlatıya yönelik biçemin durgun/lirik sınırsızlığı, sürekli değişime yönelişi, Berg'in bundan sonraki yapıtlarında da bu ikilik hep görülecektir. Berg'in küğünün çok etkileyici özelliğini oluşturacaktır.
Berg'in ölümünden sonra ele geçen, gençlik yapıtlarına örnek olmak üzere; 1904 ile 1908 yılları arasında yazılmış olanlarından seçilmiş on bir şarkıyı soprano Jesye Norman'dan Ann Schein'in piyanosu eşliğinde sunacağız. Lorenz, Bierbaum, Heine, Rückert, Greif, Wisbacher, Rilke, Goethe ve Jakobowski'den seçilmiş şiirleri'in Türkçe başlıkları şöyle: 1. Sarısalkımlar açıyor 2. Denizcinin sevgilisinin türküsü 3. Yurtsama 4. Güzel Sevgili 5. Pek çok sevilmiş güzel kadın 6. Uzak Şarkılar 7. Gölge-yaşam 8. Bitti 9. Sevi 10. Ufacık tefecik 11. Sin Yazıtı
KÜĞ (Ç.S.M): Berg - Gençlik şarkıları 13-23 (J.Norman) (17'17")
Şimdi, Alban Berg'in 1908'de yazmış olduğu ve Op.1 sayısını verdiği yalkın/solo piyano için yazmış olduğu tek yapıtı bulunan Piyano Sonatı'nı sunuyoruz. Piyanoyu Daniel Barenboim çalıyor.
KÜĞ (Ç.S.M): Berg - Piyano Sonatı Op.1 (Barenboim) (11'30")
Sırada 1910 yılında yazılmış, kimilerince Berg'in en güzel yapıtı sayılan Op.3 Dördül var. Yapıtı Arditti Dörtlüsü seslendiriyor.
KÜĞ (Ç.S.M): Berg - Dördül Op.3 (Arditti Dörtlüsü) (20'11")
Berg'in ilk orkestra yapıtı 1912 yılında yazdığı "Peter Altenberg'in Posta Kartı Koşukları üzerine Beş Şarkı Op.4'tür. Şarkılar büyük bir orkestra eşliği gözetilerek yazılmıştır. 1913 yılı Mart ayında Schönberg'in yönetiminde Viyana'da ilk kez dizinin 2. ve 4. şarkıları seslendirilirken, ıslıklar ve yuhalamalar yüzünden dinletiyi kesmek zorunluluğu doğdu. Op.4 Beş Şarkı, gördüğü ürkütücü tepki nedeniyle 1953 yılına kadar hiç bir nota basımevince basılmadı, yeniden seslendirilmedi. 1953 yılında Berg'in ölümünden 18 yıl sonra -Universal Edition'ca ilk kez basıldı. 1940 ile 1950 arasında bütün dünyada genç bağdarlar kuşağı artık ilk çalışmalarını dizisel yöntemle yapar duruma gelmiş olduğu, dinletilerde dengeserlikdışı veya dizisel yöntemle yazılmış birçok yapıt seslendirilir olabildiği için, Berg'in büyük tepki çekmiş olan söz konusu yapıtı da artık seslendirilir duruma geldi ve tutuldu. Orkestra eşliğindeki karmaşık yığınlaşmaya karşın, inanılmaz ölçüde zarif ince bir anlatımı gerçekleştirmiş bu şarkılar bugün artık Berg'in en sevilen, tutulan yapıtları arasında bulunmaktadır.
Dinleteceğimiz son yapıt, Berg'in Op.4 "Peter Altenberg'in Posta Kartı Koşukları üzerine Beş Şarkı"sı olacak.
Pierre Boulez'in yönettiği Londra Senfoni Orkestrası eşliğinde soprano Jessye Norman söyleyecek.
KÜĞ (Ç.S.M): Berg – Altenberg Şarkıları (J.Norman) (11'00")

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Piyano Sonatı Op.1 yer almamış, bir sonraki hafta yayınlanmıştır.

17 Ekim 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 41

Bölüm 41 / Orijinal Yayın Tarihi: 25 Ekim 1999



Sayın dinleyiciler; bugünkü izlencemizi Anton Webern'in Op.6’dan Op.13'e kadar olan yapıtlarından seçtiklerimize ayırmış bulunuyoruz.
Op.6, Orkestra için Altı Parça, 1909 yılında yazılmış ve öğretmeni Arnold Schönberg'e "Öğretmenim ve Arkadaşıma derin sevgiyle" sözleriyle sunulanmıştır. Schönberg'le ilgili açıklamalarımızı izlemiş olan dinleyicilerimiz; 1909 yılının Schönberg'in en önemli yapıtlarından olan ve tümüyle dengeserlikdışı/atonal teknikle yazılmış; Op.16 Beş Orkestra Parçasının yazılmış bulunduğu yıl olduğunu anımsayacaklardır.
Webem'in Op.6 Orkestra için Altı Parça'sı, baştaki Schönberg'e sunulama dışında bir açıklama, betimleme taşımamaktadır. Bölümlerin, ayrı birer adları yoktur. Yalnızca her bölüm başında hız buyrultusu koyulmakla yetinilmiştir. Webern'in en erken yapıtı ''Yaz rüzgârında"dan sonra ortaya hiç bir yapıtının, küğsel türlerini belirleyen adlar dışında, anlatıma bağlanabilir bir adı yoktur. Altı bagatel, Beş Şarkı, Senfoni gibi biçimi belirleyen tanımların dışında tinsellikle ilgili bir tanım da taşımazlar. Kısacası; bu küğler /bu parçalar öteden beri kullanılagelmiş biçim kalıplarına uygunlukları dışında, anlatıma/konuya değin bir amaç taşımazlar. Biçim anlayışına gelince; ele alınan biçimler öz olarak ele alınmış, yineleme durumu ortadan kaldırılmış, yerine çeşitleme getirilmiştir. Webern'in küğü "saltık/mutlak" küğ olarak karşılanmalıdır. Tüm yapıtlarında örgü ve doku açıklığı egemendir. Op.6'da orkestra çalgılarından bir kaçını birlikte, eşsesli olarak kullanmasına karşılık, sonraki yapıtlarında bu ikilemeyi, eşsesli kullanımı bırakmıştır. Seslerin salkım oluşturacak ölçüde, aşırı oranda üst üste bindirilmesinden kaçındığı da açıktır. Küğünün temel ögelerinden birisi de suskunun varlığıdır. Hiç bir küğde, suskunun küğün temel ögelerinden birisi bulunduğu bunca açıklıkla belirmez/işitilmez. Suskunun görevlendirilmiş / açıklıkla belirtilir oluşu küğüne çok yerde -telgrafçının mors abecesini kullanışındakine benzer- noktalardan, çizgilerden oluşan kesintililik havası getirir.
Schönberg'in öğrencisi Webern'in yapıtları karşısında dediğince: "Tek sayfada kocaman bir roman" anlatılmaktadır. Schönberg'in yoğun/karmaşık küğü yanında Webern'in küğü yalıtılmış söyleyişiyle daha kestirmeden, açık bir etkinlik gösterir. Bunun sonucu olarak, önce dengeserlikdışı, ardından dizisel yöntemin 1940'lardan sonra Avrupa'da tüm genç bağdarlar arasında etkin bir yöntem olarak benimsenmesi sırasında, kuramcı Schönberg'in küğünden çok, Webern'in uygulayım yöntemi daha derin izler bırakmış, hemen tüm genç bağdarlar Webernci kesilmişlerdir diyebiliriz.
Şimdi, önce Schönberg'in 1909 yılında yazmış olduğu Op.16 Beş Orkestra Parçası adlı yapıtını bir kez daha, ancak bu kez değişik bir orkestra ve yöneticiden dinletecek, ardından Webern'in aynı yılda yazıp öğretmenine sunulamış olduğu Op.6 Altı Orkestra Parçasını sunacağız.
Schönberg'in Op.16 "Orkestra İçin Beş Parça"sının bölüm başlıklarını anımsatalım: 1. Önsezi 2. Geçmiş 3. Renkler 4. Ani Değişiklik 5. Zorunlu Anlatım.
Yapıtı bu kez Ernest Bomr yönetimindeki Baden-Baden Senfoni Orkestrası seslendiriyor.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Arnold Schönberg Okestra için Beş Parça Op.16 (16'32")
Anton Webern'in Op.6 Orkestra için Altı Parça yapıtını James Levine yönetiminde Berlin Filarmoni seslendiriyor.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Anton Webern - Orkestra için Altı Parça Op.6 (12'20")
Anton Webern'den Op.7 Keman ve Piyano için Dört Çalışma, Op.8 İki Şarkı'yı sunuyoruz. İki yapıt da 1910 yılında yazılmıştır. Keman-Piyano yapıtını; İsaac Stern - Charles Rosen ikilisi çalmakta. Şarkıları soprano Heather Harper Pierre Boulez yönetimindeki topluluk eşliğinde söylemektedir.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Webern - Keman-Piyano için Dört Çalışma Op.7 (4'56")
-İki Şarkı Op.8 (2'12")
Webern'in iki yıl 1911 ve 1912 yıllarında hiç yapıt ortaya koymadığını görüyoruz. 1913 yılında çok etkileyici iki yapıt çıkıyor karşımıza: Op.9 Yaylılar Dörtlüsü için Altı Bagatel... Webern bu yapıtını arkadaşı Alban Berg'e sunulamıştır. Op.10 Orkestra için Beş Parça... Webern bu yapıtında Op.6'daki büyük orkestra yerine küçük bir orkestra kullanmayı yeğlemiştir. Yapıtın süresi de Op.6'nın üçte biri kadardır, tam bir özümleme... Op.9 Bagtelleri Artis Dörtlüsünden, Op.10 Orkestra için Beş Parça'yı önemi, hem de yönetime göre ne denli ayrı sonuçlara ulaşılabileceğini belirlemek bakımından Ernest Bour yönetimindeki Baden-Baden Senfoni Orkestrasından önce Op.6'ı dinlettikten sonra sunacağız. Daha sonra da Pierre Boulez yönetimindeki Londra Senfoni Orkestrasından dinleteceğiz.
Önce Op.9
KÜĞ (Ç.S.M.) : Anton Webern - Op.9 Bagateller (4'18")
Şimdi sıra Opus 6 ve ardından Op.10'da Ernest Bour yönetiminde Baden-Baden orkestrasından dinletiyoruz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Webern - Op.6 (12'02") ve Op.10 (4'05") (16'07")
Op.10'u bu kez Pierre Boulez yönetiminde Londra Senfoni Orkestrasından dinleyeceksiniz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Webern - Op.10 (4'17")
Webern'den bugünkü izlencemizde dinleteceğimiz son yapıt; 1914-1918 yılları arasında yazmış olduğu, Op.13 Orkestra eşlikli Dört Şarkı olacak. Bu dört şarkının şiirleri Karl Kraus, Wang-Seng Yu, Li-Tai-Po ve Georg Trakl'dan alınmış. Ernest Bour yönetimindeki Baden-Baden orkestrası eşliğinde soprano Halina Lukomska söyleyecek.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Webern - Op.13 Ork. eşlikli Dört Şarkı (6'33")

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Orkestra için Altı Parça Op.6 (Berlin Filarmoni), Piyano için Dört Çalışma Op.7 ve İki Şarkı Op.8 yer almamıştır.

10 Ekim 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 40

Bölüm 40 / Orijinal Yayın Tarihi: 18 Ekim 1999



Sayın dinleyiciler; Günümüz küğünün hazırlayıcılarından 1874-1951 yılları arasında yaşamış olan Arnold Schönberg'in dizisel yöntemin kurallarını ortaya koyduğu 1923 yılına kadar vermiş olduğu: Geç Romantik ve daha sonra Dengeselikdışı/atonal küğ anlayışıyla yazmış olduğu yapıtlarının önemli örneklerini daha önceki izlencelerimizde size sunmuştuk.
1923 yılından sonra Avrupa'da bağdarları üçe ayrılmış görmekteyiz: Schönberg'e yakın kuşaktan olup da kendilerine özgü bir yolu bulmuş ve adlarını buna göre duyurmuş olanlar genellikle kendi yollarında yürümüşlerdir. Bunların içinde yalnız Stravinski daha önce de belirttiğimiz üzere bağdarlığının son yıllarında -1955'ten sonra- dizisel yönteme yöneldi. Asıl sorun-ikilik genç kuşak arasında görülür oldu. Büyük çoğunluk Debussy'nin açtığı çığırdan yürüyerek; dengeserlik duyuşunu biraz daha kapalı biçimde içinde barındıran "genişletilmiş dengeserlik" anlayışı ile kendilerini kanıtlamaya çalıştılar. Bunların karşısında ise başlangıçta küçük bir topluluk oluşturan dizisel yöntemle yazanları oldu.
Schönberg ve onun sadık öğrencileri; Anton Webern ve Alban Berg başta olmak üzere Avusturya'lı bağdarlardan: Egon Wellesz (1885-1974), Ernst Krenek (1900-1991), Joseph Hauer (1883-1959), Hans Jelinek (1901-1969), Theodor Adorno (1903-1969)yu sayabiliriz. Bunlardan Adorno bağdar olarak pek etkili olabilmiş değilse de, yöntemin savunucusu, küğ kuramcısı olarak çok ünlüdür. Egon Wellesz 1938'de İngiltere'ye yerleşmiş, İngiliz uyruğuna geçmiş, başlarda verdiği kimi yapıtlarıyla dikkat çekici olmuşsa da, daha çok Bizans müziği üzerine yaptığı araştırmalarla ünlenmiştir. Ernst Krenek verimli bir bağdar olarak dizisel yöntemle hayli yapıt ortaya koymuşsa da Amerika'ya gidip yerleşmeden önce Avrupa'dayken vermiş olduğu genişletilmiş dengeserlik anlayışına bağlı yapıtlarıyla daha ünlüdür. Örneğin "Johnny Çalıyor" operası, dizisel yöntemle yazmış olduğu "5. Karl" operasından çok daha ünlüdür. Kısaca belirtmek gerekirse anılan bağdarlardan, hiç biri, Schönberg ve iki öğrencisi: Anton Webern ve Alban Berg ölçüsünde yaratıcı ve önemli olamamışlardır küğ tarihi bakımından.
Biz, bugünkü izlencemizden başlayarak önce Anton Webern'i daha sonra da Alban Berg'in 1923 yılına, yani Schönberg'in "dizisel yöntem" kuramını ortaya attığı tarihe kadar olan yapıtlarını tanıtmaya çalışacağız. Gerek Schönberg'in, gerekse öğrencilerinin 1923 yılından sonraki yapıtları üzerinde izlencemiz sürerse daha sonra durmayı düşünmekteyiz.
Anton Webem 1883 yılının 3 Aralık günü Viyana'da doğdu. Viyana Üniversitesinde Guido Adler'in öğrencisi olarak küğ bilim okudu. 1904 yılında bir yandan da Arnold Schönberg'in öğrencisi olarak bağdama dersleri aldı. 1906 yılında doktorasını "Heinrich Isaac"ın "Choralis Constantinus"u üzerine yaptı. Schönberg'den ders almaya başladığı 1904 yılında bir yandan da ilk bağdarlarını yazıyordu. Ne ki bunlardan hiçbirini sonradan 1908'de yazdığı ve Op.1 sayısını verdiği Passacaglia ile başlayan bağdalar dizisine almadı. Schönberg de öğrencileri de yapıt sayısı bakımından verimli birer bağdar sayılmazlar. Schönberg'in tüm yapıtlarının sayısı toplam olarak 50 tanedir. Webern'in opus sayısı taşıyan 31 yapıtı vardır. Bunlara, opus sayısı vermediği erken dönem birkaç yapıtını eklersek 37'e ulaşır. Üstelik bu yapıtlar alışılmamış ölçüde kısadırlar. Hepsini aralıksız ardı ardına dinletecek olursak tümü için 4 saat 41 dakika ayırmamız gerekir. Ne ki bu yapıtlar yineliliği ve ayrıntısı olmayan yepyeni bir söyleyiş getiren son ölçüde öz, şaşırtıcı ölçüde özlü yapıtlardır.
Her türlü gösterişten uzak, sakin bir yaşamı vardı Webern'in Çağdaş Küğün tanıtımı yönünden uğraşıyor, dinletiler düzenliyor, orkestra yöneticiliği yapıyor, az sayıda öğrencisiyle ilgileniyordu. İkinci Dünya Savaşı çıktığında Viyana'dan ayrılmadı. Nazilerin egemenliği döneminde kendi küğünü bile seslendirtemez olmuştu. 1945'te bombardımanda oğlu, bulunduğu treni isabet alması sonucu ölünce, Viyana'yı terk ederek evli kızlarının bulunduğu Salzburg yakınındaki Mittersill'e gitti. Ne ki 15 Eylül 1945 akşamı hava almak, ya da sigara içmek için dışarıya çıktığında yakında nöbet tutan Amerikalı erin uyarısını duymadığı veya ne söylediğini anlamadığı için nöbetçi erce vurularak öldürüldü.
Anton Webern'in yapıtlarını tanımaya, erken döneminde geç romantik anlayış içinde yazdığı opus sayısı bulunmayan yapıtlarından başlayacağız. İlk dinleteceğimiz "Yaz Rüzgarında/Im Sommerwind" adlı yapıtı kaç yılında yazdığı kesin olarak bilinmemekle birlikte Schönberg'den bağdama dersleri almaya başladığı 1904 yılında yazmış olabileceği daha olası görülmektedir.
"Yaz Rüzgarında"yı Krallık Concertgebouw orkestrasından Riccardo Chailly yönetiminde dinleyeceğiz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Im Sommerwind (13'15")
Şimdi bir biri ardınca dinleteceğimiz üç yapıt da yaylılar dördülü için yazılmış. Yaylı Dördül 1905'te, Yalı Dördül için Ağır Bölüm yine 1905'te Yaylı Dördül için Rondo 1906 yılında yazılmış. Bu üç yapıtı da Artis Dörtlüsünden dinleyeceğiz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Dördül (1905) (13'27")
                          Ağır Bölüm (7'03")
                          Rondo (6'57")
Bundan sonra dinleteceğimiz yapıtlar opus sayısı taşıyanlardan seçilmiştir.
Şimdi, 1908 yılında yazılmış olan Op.1 Passacaglia Krallık Concertgebouw Orkestrasını Riccardo Chailly yönetiyor.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Op.1 Passacaglia (11'37")
Dinleteceğimiz son yapıt; 1909 yılında yazılmış olan Op.5, Yaylılar Dörtlüsü için 5 Bölüm. Yapıtı Artis Dörtlüsü seslendiriyor.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Yaylılar Dörtlüsü için 5 Bölüm Op.5 (10'33")

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Yaylılar Dörtlüsü için 5 Bölüm Op.5 yer almamıştır.

3 Ekim 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 39

Bölüm 39 / Orijinal Yayın Tarihi: 13 Ekim 1999



Sayın dinleyiciler; Szymanowski'nin tanıtımına ayırdığımız izlencelerin bugün sonuncusunu sunacağız.
Önce Szymanowski'nin orta (ikinci) dönem yapıtlarından olan, ilk seslendirildiği günden bu yana pek çok küğcü için çağdaş keman konçertosunun ilk, hem de en güzel örneği sayılmış olan 1916 yılında yazılıp ilk kez Paul Kochanski'nin yalkıcı olarak 1922'de seslendirmiş olduğu Op.35 Birinci Keman Konçertosu var. Hemen belirtelim, yapıt tek bölümlüdür. Szymanowski'nin en devrimci yapıtı olarak bakılabilir. Konu birliği aranmadığı için alışılan biçimlerden hiç birine de tam bir uyum göstermez. Kemanın söylemi ile orkestranın söylediği de tıpkılık göstermez. Ne ki alacalı bir çokseslilik içinde bütünleşir, birbirlerini tamamlarlar. Yapıtta belirgin konu birliği yoktur ama, hızlı veya yavaş devinimlerden hangisi egemen kılınmak isteniyorsa, bu hıza uyar biçimde düzenlenmiş ses benzeyişmeleriyle sanki konu birliği varmış etkisine kapı açılır.
Szymanowski'nin bu olağanüstü güzel konçertosunu Witold Rewicki yönetimindeki Varşova Ulusal Filarmoni Orkestrası eşliğinde Wanda Wilkomirske'nin kemanından sunuyoruz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Szymanowski - Keman Konçertosu No.1 Op.35 (23'44")
Sırada Szymanowski'nin büyük boyutlu son iki yapıtı bulunuyor: Op.60 Piyano ve Orkestra için Konçertomsu Senfoni (veya 4. Senfoni) ile Op.61 İkinci Keman Konçertosu.
Op.60 Konçertomsu Senfoni (Symphonie Concertante)'ı Szymanowski 1932 yılında yazdı. Yalnız piyano için hayli yapıtı olmasına karşın, konçerto biçiminde; piyano ve orkestra için tek yapıtıdır. Konçertomsu Senfoninin şaşırtıcı olan yanı; biçim olarak klasik ölçülere tam bir uyum göstermesine karşılık - örneğin yapıtın ilk bölümü sonat biçimine girer- içerik olarak örtüsüz bir duygululuk göstermekle romantizmi de içinde barındırmakta olmasıdır. Üç bölümlü olan yapıtın ilk bölümü: Moderato (tempo commodo), ikinci bölümü -ki lied biçimini usa getirmektedir ancak sonda birden hızlı bir geçişle mazurka tartımına yaklaşan bir rondo sayabileceğimiz Allegro non troppo buyurgulu üçüncü bölüme bağlanmaktadır.
Szymanowski'nin 4. Senfoni veya Konçertomsu Senfoni olarak adlandırdığı bu yapıtını Vassily Sinaisky yönetiminde BBC Filarmoni'si eşliğinde piyanoçalar Howard Shelley’den dinleyeceğiz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Szymanowski - Senfoni No.4 / Konçertomsu Senfoni Op.60 (23'24")
Şimdi dinleyeceğimiz yapıt, Szymanowski'nin bitirebilmiş olduğu büyük boyutlu son yapıtı olan İkinci Keman Konçertosu. Szymanowski yakın arkadaşı Kochinski'ye sunulamış olduğu bu ikinci keman konçertosuna 1932 yılında başladı, 1933 yılında bitirebildi. Bu ikinci konçertosu da ilki gibi tek bölümlüdür. Hızlı ve yavaş akış tek bölüm içinde sergilenmiştir. Yapısı bakımından klasik biçim anlayışına yatkınlık gösterir: Tek bölümlü kocaman bir sonat olarak görebiliriz. Tıpkı Konçertomsu Senfonisinde olduğunca biçimde klasiktir ama söyleyiş / tin bakımından alabildiğine duyguludur. İsterseniz buna romantik de diyebilirsiniz. İki keman konçertosunun da kadans bölümlerini yapıtların sunulanmış olduğu Paul Kochanski yazmıştır.
Szymanowski'nin Op.61 İkinci Keman Konçertosu'nu yine Witold Rowicki yönetimindeki Varşova Ulusal Filarmoni Orkestrasının eşliğinde kemancı Wanda Wilkemirska'dan sunacağız.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Szymanowski - Keman Konçertosu No.2 Op.61 (21'50")

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Keman Konçertosu No.2 Op.61 yer almamıştır.

Çağlar ve Müzik - 39x

Bölüm 39! / Orijinal Yayın Tarihi: 4 Ekim 1999

Not: Tekrar yayında Op.46 Kral Roger operası yer almamış, Op.55 Harnasie (Haydut) bir önceki hafta yayınlanmıştır.
Sayın dinleyiciler; Karol Szymanowski'nin 1920-1924 yıllarında yazdığı Op.46 Kral Roger operasının son, 3. perdesini sunacağız.
Konuyu kısaca anlatalım: 12. Yüzyılda Sicilya'da Norman Kralı II Roger, Doğu'dan gelmiş, Hıristiyanlığa karşı görüşlerle yeni bir tanrıya tapmayı dile getiren Çoban Yalvaç'ı tutuklamak isterse de, sevgili eşi Roxana'nın isteğine uyarak, önce savunmasını dinlemek üzere Çoban'ı serbest bırakır. 2. Perde de geceleyin çoban, kendisini beklemekte olan Kralın huzuruna gelir. Çoban öyküsünü anlattıktan sonra, yandaşlarıyla birlikte büyüleyıci bir kırına / dansa geçer, Kralın eşi Roxana yekinir, büyülenmiş olarak Çoban'a yönelerek, onun yanındakilere katılarak çekip gider.
3. perde Greklerden kalma eski bir tiyatro kalıntısında geçer. Tan atımından önce, Kral Roger yanında danışmanı İdrisi ile birlikte tiyatro kalıntısında seslenerek eşi Roxana'yı aramaktadır. Yaklaşan bir topluluğun cümbüşü işitilir. Çoban-Yalvaç eski sunakta bir kurban töreni yapmaktadır. Güneşin doğuşuyla birlikte; Çoban'ın Dionisos'a (eski Yunanistan'da şarap tanrısı Baküs 'e) çevresindeki yandaşlarının Mainad'lara, Bakhant'lara (şarap Tanrısı Bakhüs'le birlikte dolaşan curcunacı yaratıklara) dönüştükleri görülür. Roxana da içlerindedir. Tümü çılgınca bir kırına/raksa koyulurlar. Kral bu çıldırmışçasına kalabalığa katılmak, Roxana'nın yanına gitmek isterse de, danışmanı İdrisi'nin uyarmasıyla kendini tutar. Curcunacı alay Roxana'yla birlikte uzaklaşıp gider. Kral ve İdrisi orada yalnız kalırlar. Kral Roger doymamış istekler, acı dolu yalnızlık içinde, yükselen güneşi öven bir ilahi söylemeye koyulur "Yalnızlığımın derinliğinden, gücümün dibindeki saydam yüreği paralayarak güneşe sunacağım." Böyle der Kral Roger sonunda.
Opera'da yer alan sanatçıları bir kez daha belirtelim:
Sicilya Kralı II Roger - Andrej Hiolski, bariton
Eşi Roxana - Hanna Rumovska, soprano
İdrisi, kralın danışmanı, Arap bilgesi - Zydislaw Vikodem, tenor
Çoban - Kazimierz Pustelak, tenor
Arşevek - Marek Dubrowski, bas
Varşova Ulusal Opera Korosu ve Orkestrasını Mieczyslaw Mierzeyejewski yönetiyor.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Szymanowski - Kral Roger Operası, 3. Perde (22'03")
Szymanowski'den dinleyeceğimiz ikinci yapıt; onun dinsel nitelikli, en önemli, en etkileyici, hem de büyük yapıtı: Stabat Mater. Op.53 (1925-26)
Altı bölümlü olan yapıt, soprano, alto, bariton yalkıcılar, koro ve orkestra içindir. Szymanowski'nin bu yapıtında şaşırtıcı, şaşırtıcı olduğu ölçüde de etkileyici büyük bir sadelik kendini gösterir. Alacalı ezgisi, tutumlu, ama belirleyici bir uyum içinde açığa çıktığı yerlerde etkinliğinin çarpıcı ölçüde arttığı, dinsel söylemin özündeki sevgiye, yakınlığa, insan sıcaklığına adanmış bir küğ olduğu ortaya çıkar.
Dinleyeceğimiz sanatçılar:
Soprano; Stefania Woytowicz / mezzosoprano; Krystyna Szostek-Radkowa / bariton; Andrej Hiolski / Krakov, Polonya Radyo ve Televizyon Koro ve orkestrası / yönetmen; Stanislaw Wislocki
KÜĞ (Ç.S.M.) : Szymanowski - Stabat Mater (25'28")
Bugün dinleteceğimiz son yapıt; Szymanowski'nin 1926 yılında yazmış olduğu tek balesi; Op.55 Harnasie / Haydut.
Szymanowski Tatra dağlılarının ezgilerinden çok etkilenmişti. Balenin küğü benzersiz bir ikilem gösterir. Ezgiler Tatra dağlılarından alınmadır ama, çok tartımlı, çok dengeserli, küğünün alacalı yapısı içine öylesine bütünleştirilerek oturtulmuştur ki, yeni bir küğ çıkmıştır ortaya. İlk kez 1935 yılında Prag'da sahnelenen yapıt derin etkiler bırakmıştır. Dokuz kırın sahnesinden oluşan balenin konusu Dağlı haydutların ovaya inip kız kaçırmaları, düğünleri ve yeniden dağa dönmeleri olarak özetlenebilir. Sunacağımız yapıtta yer alan şarkıları tenor Andrej Bachleda söylemektedir. Varşova Ulusal Koro ve Orkestrasını Bohdan Wodiczka yönetmekte.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Szymanowski - Harnasie Op.55 (25'39")

26 Eylül 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 38

Bölüm 38 / Orijinal Yayın Tarihi: 27 Eylül 1999

Karol Szymanowski 1. Dünya Savaşı sonlarına doğru 1917'de Rusya'daki baskaldırma sırasında yurtluğunun harap olduğunu gördü. Timosovka'da artık oturabilecek yeri kalmamıştı. 1917'den 1919'a kadar Elisabethgrad'da oturdu. Bütün savaş boyunca çalışmalarını hiç aksatmadı. Op.26'dan Op.42'e dek olan 17 yapıtını Birinci Dünya Savaşı sürerken 1914 ile 1918 yılları arasında yazdı. 1920'de temelli olarak Varşova'ya yerleşti. 1921'de Londra, Paris ve NewYork'a kısa süre için gitti. Yapıtları Uluslararası Çağdaş Küğ Derneğinin şenliklerinde seslendiriliyordu. Bu durum ister istemez kendi ülkesinde de değerinin anlaşılması sonucunu getirdi. 1926'da Varşova Konservatuvarı Müdürlüğüne atandı. Konservatuvar eğitiminin çağdaşlaşması, özgürleşmesi için savaşıma girişti. Konservatuvar içinden de, dışından da bu yenilenmeye karşı çıkanlar olunca, bunları başarılı bir yazar olarak gazetelerede çıkan yazılarıyla yanıtladı; köhnemiş, kalıplaşmış kurumun çağa uygun eğitim, öğretim koşullarına uyularak yeniden yaşam kazanmasını sağladı.
1926'dan sonra yeni yapıtlar ortaya koymada verimi eskiye oranla giderek düştü. Ancak yapıt sayısının azalmasına karşılık, sonraki yapıtlarının hepsi de buluş zenginliği, ögesel kuruluş/biçimsel denge yönünden birer başyapıt niteliği taşır oldu. İki yıl kadar sonra Konservatuvar müdürlüğünden ayrıldı. Veremdi. Bir türlü tam bir sağalma sağlanamıyordu. 1933 yılında başlamış olduğu son yapıtı olan: Op.62 İki Mazurka'yı 1934 yılında zorlukla yazdı. Bundan sonra yaşayabildiği üç yıl içinde başka da bir şey yazamadı. 1937 yılının 28 Mart günü İsviçre'nin Lozan kentinde yatmakta olduğu sanatoryumda öldü.
Bugün dinleteceğimiz ilk yapıt; Szymanowski'nin 1924-1926 arasında piyano için yazmış olduğu "Op .50 Yirmi Mazurka"sından dört tanesi. Szymanowski, Chopin'in 58 mazurkasına karşılık ancak 22 tane mazurka yazmıştır. Szymanowski'nin mazurkalarında da Chopin'deki kadar incelik, hüzün, tutku, çeviklik veya derinlemesine ağırlık vardır. Bunlardan başka; çağına uygun yönde süre sürekli zengin uyum değişikliği, ezginin bütünün içine sanki püskürtülmüş olmasından ötürü yüreğe dokunur dokunmaz uçup duran yakalanması zor bir engin havalılık vardır.
Hiç evlenmemiş olan Szymanowski'nin yaşamını da, bağdarlığını da çok bağlı olduğu dostlarıyla paylaşım konusu yaptığını söyleyebiliriz. Öteki yapıtlarında, yirmi mazurkanın hepsini de bu dostlarına sunmuştur. Op.50'deki ilk dört mazurka ünlü piyanoçalar Rubinstein'a sunulanmış, Rubinstein tarafından da bir çok dinletide seslendirilmiştir. Dinleteceğimiz Op.50 / 1, 2, 3, 4 sayılı bu mazurkaları kendisine sunulmuş olan Arthur Rubinstein'in 1961 yılında New York'da Carnegie Hall'da verdiği dinletide alınan kayıttan dinletecegiz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Szymanowski - Op.50 / 1,2,3,4. Mazurkalar (11'00")
Karol Szymanowski'nin iki operası vardır. Bunlardan ikinci operası, konusu bakımından "felsefi opera" niteliği taşımasıyla ünlüdür. 1920-1924 yılları arasında yazılan bu opera "Kral Roger" adını taşımaktadır, Opus sayısı 46'd1r. İlk kez Varşova'da 1926 yılında sahnelenmiştir.
Konu 12. yüzyılda Sicilya'da geçer. Sicilya'nın Norman kralı Roger ile sevgili eşi Roxana'nın dinsel-gizemsel görüşlerinin, tutkularının sonucu, birbirlerinden kopup ayrılmanın öyküsünü içerir.
1. Perde kilisede geçer. Palermo katedralinde yapılan ayinden sonra, başrahibin krala; bilinmeyen bir doğu ülkesinden gelmiş bir çobanın hristiyanlığa karşı bir takım zararlı düşünceleri yaymaya çalıştığını, kralın gücünü kullanarak bunu önlemesi gerektiğini söylemesi üzerine, Kral, sahte yalvaçlık taslayan ve Sicilyalıların hristiyanlıktan soğutarak bilinmedik yeni bir tanrıya tapınmaya çağıran Çobanı tutuklama buyrultusu çıkarmak isteyince, sevgili eşi Roxana, önce Çoban'ı dinlemesini, sonra karar vermesini önerir. Kral bunun üzerine önce Çobanı dinleyip yargılayacağını, kararını bundan sonra vereceğini belirtir. Çoban gelir urunç/dinsel kendrnden geçiş içinde konuşmaktadır. "Benim Tanrım, benim kadar gökçek" diye konuşmaya baslar. Kralın çevresindekiler, rahipler Çobanın tutuklanmasını isterlerse de; Kral Roger karısına verdiği sözü tutmak için akşama yalvaç çobanın öğretisini dinledikten sonra karar vereceğini belirterek Çobanı serbest bıraktırır.
2. perde, Geceleyin Kral Sarayının avlusunda geçer. Kral Roger, gizemli çobanı merak ve sabırsızlık içinde beklemektedir. Yalvaç Çoban yanında yandaşlarıyla birlikte gelir. Kralı "Bengi Sevi/Ebedi Aşk" adına selamlar. Öyküsünü anlatır: Ganj nehri kıyılarından gelmiştir. Tanrısından ve onun her şeye egemen olan gücünden söz etmeye koyulur. Kral Roger, bu bilinmeyen, ama gücü her şeye yeten Tanrı anlatımından öfkelenerek yalvaç -çobana "küfür içinde" olduğunu söyleyerek tutuklanmasını isterse de, Roxana eşinin öfkesini yatıştırmayı, onu yumuşatmayı yine başarır (Roxana'nın ünlü aryası). Bunun üzerine çoban ve çevresindekiler bilinmedik küğ/müzik eşliğinde giderek coşkunlaşıp kendinden geçiren bir tapınç kırnına/tapınma dansına koyulurlar. Bu, yalnız bir gösteri degil, izleyenleri büyüsü içine alabilen bir çağrıdır. Kırınan/oynayan topluluğu afsunlanmışcasına izleyen Roxana birden yekinir, yalvaç-çobanın çekimine kapılmış ona yönelir. Kral Roger, nöbetçilere, çerilere çobanı yakalayıp bağlamaları buyruğunu verir. Çeriler çobanı tutup bağlarlarsa da, o bu bağlarlı çözüp kurtulur. Büyülenmiş Roxana ve Kralın çevresindeki kişiler de onu izlerken taraftarlarıyla birlikte çekip gider.
Sayın dinleyiciler, Kral Roger operasının iki perdesinin özet olarak konusu budur. Bize ayrılan süre üçüncü perdeyi sunmamıza yeterli bulunmadığından, operanın son perdesini sunmayı gelecek haftaki izlencemize bırakıyoruz. Şimdi Kral Roger operasının birinci ve ikinci perdelerini sunacağız.
Kral Roger operasının sunacağımız kaydında yer alan sanatçılar şunlardır:
Kral Roger - Andrej Hiolski – bariton
Roxana -Hanna Rumovska - soprano
İdrisi - Kral danışmanı, Arap bilgesi - Zydislaw Vikodem - tenor
Yalvaç - Çoban - Kazimierz Pustelak - tenor
Arşevek / Başpiskopos - Marek Dubrowski - bas
Diyakoz / Papaz yardımcısı - Anna Malewioz-Mady - alto
Varşova Ulusal Opera Korosu ve Orkestrasını Mieczyslaw Mierzeyejewski yönetiyor.
KÜĞ (KME): Szymanowski - Kral Roger Operası, 1. ve 2. Perdeler

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Kral Roger Operası yer almamış, onun yerine bir önceki programdan Op.23 Notturno et Tarantella, ve bir sonraki programdan Op.55 Harnasie (Haydut) yayınlanmıştır.

18 Eylül 2012 Salı

Çağlar ve Müzik - 37

Bölüm 37 / Orijinal Yayın Tarihi: 20 Eylül 1999



Sayın dinleyiciler; bugünkü izlencemizde ve bunu izyecek üç izlencede, yüzyılımız küğünün öncü yaratıcılarından Polonya'lı bağdar Karol Szymanowski'yi tanıtmaya çalışacağım.
Karol Szymanowski varlıklı bir ailenin çocuğu olarak Ukrayna'nın Timoşovka bucağında 6 Ekim 1882 tarihinde dünyaya geldi. Babası toprak sahibiydi. Küğsel etkinliğin günlük yaşama girmiş olduğu bir ortamda yetiştti. İlk öğretmeni Gustav Neuhaus olduysa da 1901'de Varşova'ya giderek Zygmunt Noskowski'den ders aldı. İlk yapıtı; Op.1 piyano için 9 Prelüd'ü 1900 yılında yazdı. 1906-1908 yılları arasında Berlin'de yaşadı. Gustav Mahler ve Richard Strauss'un etkileri açıkça görülen bağdalar yazdı. Ancak küğsel eğitiminin temelinde vatandaşı Chopin'in küğünün duygusal etkinliği varlığını hep korudu. 1909'da Varşova'ya döndü. Giderek Strauss etkisinden öte Skryabin'in yapıtlarındaki yoğun, ayrıntılı, oylumlaşmaya dönüşen anlatımı kendisine örnek seçti. 1913-1914 yılları arasında Viyana'da yaşadı. Buradayken Debussy, Ravel daha da sonra Stravinski'nin yapıtlarını tanıdı. Mahler, Strauss, Skryabin etkinliğinin ardından izlenimci küğün biçemi de onun alabildiğine alacalı bir yapılanma içinde kendine özgü biçemini geliştirmesine etken oldu. Çocukluğunda attan düşerek bir ayağının sakat kalması nedeniyle yaşamını küğe ve sürekli okumaya verdiği dönemde, Dou gizemcilğine ilgi duymuş, Mevlana Celaleddin'den, Şiraz'lı Hafız'dan, James Joyce'a dek çok geniş bir ekinselliğe ulaşmıştı. Skryabin'in gizemciliğinin küğüne yansıması, tınaşsal yoğunlukta, sınırları aşarak duyuş yönünden sınırsıza ulaşmak için, küğsel söylemi, dengeserlik/tonalite sınırlarını aşıp geçen -ezgide ve uyumda- alabildiğine alacalılığa/kromatizme gelip dayandı. Bundan artık olarak biçeminde çok katmanlılığın oluşturduğu oylunlaşma ortaya çıktı. Bu alacalılaşma Bartok'a yaklaşıklık gösterirse de Szymanowski'nin çok katmanlılığı, arka plan doluluğu/zenginliği böylece küğünün oylumlu yapısı, onun çağının öteki bağdarlarından -Alban Berg dışında- daha ağır/dolgun bir söyleyişe yöneltmiş görünür. Bu, ağır, katmanlı küğün altında da inceden inceye Chopin'ce bir hüzün hep saklı olmuştır.
Szymanowski'de Bartok gibi çok uzun yıllar kendi ülkesinde anlaşılamamış, tutulmamış, Polonya'lı sayılıp sayılmayacağı bile bir süre tartışma konusu edilmiş bir bağdardır. Yapıtları dış ülkelerde seslendirilerek, Uluslararası çağdaş küğ şenliklerinde adından önemle söz edilmeye başlandıktan sonra ülkesinde de değer verilir olabilmiştir. Önce dış ülkelerde tanınmasında, dikkat çekmesine, ülkesinin yetiştirdiği önemli çalgıçalarların katkısı, yardımı büyük oldu. Arşur Rubinstein, piyano yapıtlarını yabancı ülkelerde seslendirerek bu tanıtımda büyük yer almış olduğu gibi, çağın en başarılı kemancılarından Paul Kochanski'nin de Szymanovski'nin en yakın arkadaşı olarak onun tüm keman yapıtlarının sürekli seslendiricisi olması örnek olarak gösterilebilir.
Szymanovski'nin yapıtlarına ayırdığımız izlencelerimizde, onun olgunluk döneminin başladığı 1913 yılından sonraki yapıtlarından seçmelere yer vereceğiz. Sunacağımız ilk yapıt; 1914-1916 yılları arasında yazmış olduğu, soprano veya tenor solist/yalkıcı, koro ve orkestra için, Mevlana Celaleddin'in bir gazeli üzerine yazmış olduğu "Gecenin Şarkısı" adıyla da anılan Op.27 "Üçüncü Senfoni"si olacak.
Yalkıcı/solist; soprano Stefania Woytowicz, Polonya Radyo-Televizyon Korosu ve orkestrasını Tadeusz Strugala yönetiyor.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Szymanowski - 3. Senfoni (25'20")
Szymanowski'nin keman için yazdığı yapıtların mükemmelliği konusunda tam bir görüş birliği vardır. Szymanowski 'nin arkadaşı ünlü kemancı Paul Kochanski, hem Szymanowski'nin keman yapıtlarının çoğunun ortaya çıkmasının özendiricisi/nedeni olmuş, hem de keman tekniği bakımından, değişiklikler, üstünlükler elde edebilmek yönünden neler yapılabalaceğinde bilgi verici/uyarıcı olmuştur. Szymanowski arkadaşından aldığı çoşku ve etkilenişle ikisi de birer başyapıt olan iki keman konçertosuyla birkaç keman-piyano yapıtı yazmıştır. Konçertolarının ikisini de Paul Kochanski'ye sunulamıştır. Çağın öncü bağdarları; Bartok'un da, Alban Berg'in de kendi konçertolarını yazmadan önce Szymanowski'nin konçertolarını incelediklerini biliyoruz.
Szymanowski , 3.Senfonisinin ardından 1915 yılında keman ve piyano için Op.28 Notturno et Tarantella'yı yazdı. Usta kemancıların dağarında/repertoire dünden bugüne yerini korumuş bir yapıt.
Şimdi, Op.23 Notturno et Tarantella'yı kemanda Lydia Mordkovitch, piyanoda Larina Gusak-Grin'in seslendirişiyle sunuyoruz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Szymanowski - Notturno et Tarantella (9'58")
Szymanowski yine 1915 yılında keman-piyano için üç parçadan oluşan Op.30 Mythes/Söylenceler/Efsaneler adlı yapıtını yazdı. Yapıtın bölüm başlıkları şöyle: 1. Aretusa Çeşmesi 2. Narcisse 3. Dryades ve Pan.
Bu yapıtı, kemanda Kaja Danczowska, piyanoda Krystian Zimmerman'dan dinleteceğiz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Szymanowski - Mythes Op.30 (19'40")
Şimdi dinleteceğimiz keman-piyano yapıtı, aslında onun 1920-24 yılları arasında yapmış olduğu Kral Roger adlı operasının ikinci perdesinde Kraliçe Roxana'nın söylediği aryadır. Çok beğenilmiş, çok sevilmiş bu aryayı kemancı Paul Kchanski keman-piyanoya uyarlamış, böylece keman yazınının en güzel parçalarından birisi durumuna getirmiştir. Roxana'nın Şarkısı adlı bu parçayı, Wanda Wilkomirska'nın kemanı, Tadeusz Chimilienski'nin piyanosundan dinliyoruz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Szymanowski - Roxana'nın Şarkısı (5'04")

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Notturno et Tarantella yayınlanmamıştır.

12 Eylül 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 36

Bölüm 36 / Orijinal Yayın Tarihi: 13 Eylül 1999



Sayın dinleyiciler; bugün, Bartok'un ülkemizde az bilinen, hemen hiç seslendirilmemiş yapıtları tanıtmaya ayırdığımız izlencelerin sonuncusunu sunacağız.
Bartok, 1936'da yazdığı –geçen haftaki izlencemizde sizlere sunduğumuz "Yaylılar, Vurma Çalgılar ve Çelesta için Küğ" adlı yapıtının büyük başarı kazanması üzerine, 1937'de yine örneği hiç olmayan değişik bir kuruluş olarak tanımlayabileceğimiz; "İki Piyano ve Vurma Çalgılar için Sonat"ı yazdı. 1938 yılında İsviçre'nin Basle kentinde eşi Ditta ile birlikte bu yapıtının ilk seslendirilişini gerçekleştirdi.
Gerek "Yaylılar, Vurma Çalgılar ve Çelesta için Küğ"de, gerekse bunun adından yazmış olduğu ; "İki Piyano ve Vurma Çalgılar için Sonat"ta benzersiz karmaşık tartımsallıklarının giderek artan çekicilik ve çarpıcılıkları yanında bu yapıtların her notasından uzun bir iç tartışma ve çekişme sonucu duyulmuş güvenle, bile bile koyulmuş olmanın doyurucu anlamı vardır.
İsviçreli yazar-eleştirmen Aloys Moser "Çağdaş Küğe Bakışlar" adlı kitabında "İki Piyano ve Vurma Çalgılar için Sonat" üzerine şunları yazmıştır: Dinlediğimiz yapıt, yalnızca özgün bir doğallıkla ve yaratıcı usa sahip bir bağdarı tanıtmakla kalmadı, ayrıca; araştıcı, daha önce kullanılmamış sesler bulan, elçindeki/klavyeseki şiirselliği yenilemeye kararlı bir zekâyı da tanıttı. Yararsız Dalcrozienne tartımlarla kandırmaca yoluna gitmeden, küğsel bir düşün/bütünlük yaratarak onu kendi malı yapabilmiş, keskin hem de üstün tartım gösteren bu yapıta, tartımsallğın simgesi olarak bakılabilir.
Son olarak; bağdarın, üst üste bindirilmiş değişik seslerden, beklenmeyen bir karışımla, renk dolu, çekici güzellikler yaratması, bu amaçla çalgıların tüm olanaklarını kullanmayı başararak bu yönden de şaşırtıcı bir yaratıcılık göstermesi yapıta ayrıca önem kazandırıyor. Bu "Sonat" tüm çalgıcılar için üstün gayret ve kıvrak bir hünerlilik/virtuosite gerektirmektedir. Özellikle iki piyanoçaların sırayla paylaştıkları küğsel konuşmanın, keskin tartımlılığı ve sıkı dokunmuş çoksesliliğinden algılama açıklığının/netliğinin yitmemesi bakımından ezgisel çizgiyi bulup çıkarmaları baş sorunlardır.
Bartok'un "İki Piyano ve Vurma Çalgılar için Sonat"ını, piyanolarda Katia ve Marielle Labeque kardeşler ile vurmaçalgılarda Syvio Gualda ve Jean Pierre Drouet'ten sunuyoruz.
MÜZİK: Özel CD - Bartok - İki Piyano ve Vurma Çalgılar için Sonat (24'50")
Bartok ve ikinci eşi Ditta 1940'da ABD'e göç ettikten sonra güç günler başladı. Amerikalı dinleyici de, çalgıçalarlar da Bartok'un küğüne çok uzaktılar. Tüm Avrupa'da tanınmış, önde gelen bağdarlardan olduğu artık tartışmasız olumsanır bulunmasına karşılık ABD'de hemen hiç tanınmıyordu. Daha doğrusu halkın (dinleyicinin) bilmediği , ancak 15-20 küğcünün yapıtlarını bildiği, değer verdiği bir bağdar durumundaydı. Tıpkı kendi ülkesi Macaristan'da uzun yıllar yaşamak zorunda kaldığı ilgisizlik, umursamazlık dolu eski yaşamına yeniden başlıyor gibiydi.
Bartok'un Columbia Üniversitesi Halkmüziği arşivinde sıradan bir memur gibi çalışmasıyla ellerine geçen para, geçinmelerine, sayrılığının sağaltımına yetecek ölçüde değildi. Çok zor koşullar altında Bartok ve eşi dinletiler verebilmek uğraşısı içindeydiler bir yandan da... Bartok tüm koşullara karşın; yardım isteyecek, verilecek yardımı kendisine yedirebilecek ırada/yaradılışta değildi. Onurunu her şeyin üstünde tutan bir insandı. 1940 yılında, iki yıl önce eşiyle birlikte seslendirmiş oldukları yapıtı; İki Piyano ve Vurma Çalgılar için Sonat'ı, yine eşiyle birlikte seslendirebilmek düşüncesiyle ve yapıta taklaşımı –ezgisel yönden- belirginlik ve kolaylık sağlamak bakımından "konçerto" biçimine sokmayı düşündü. Düşündüğünü de yaptı. İlk kez 21 Ekim 1943 günü New York'ta yapıt, konçerto biçimiyle Bartok ve eşi Ditta'nın yalkıcılıklarıyla seslendirildi. Bu, Bartok ve eşinin birlikte verdikleri son dinleti oldu. Bartok 26 Eylük 1945 günü New York'da kan kanseri lösemiden öldü.
Bartok'un " İki Piyano ve Vurma Çalgılar için Konçerto"sunu Simon Rattle'ın yönettiği Birmingham Kenti Senfoni Orkestrasının eşliğinde yine Katia ve Marielle Labeque kardeşlerden sunuyoruz.
MÜZİK: Bartok - İki Piyano ve Vurma Çalgılar için Konçerto (25'48")
Sayın dinleyiciler, başta da belirttiğimiz gibi izlencemizde Bartok'a ayırdığımız bölümleri bitirmiş bulunuyoruz. Gelecek dört izlencemizi çağımız küğünün önde gelen ustalarından Polonyalı bağdar Karol Szymanowski'ye ayırmış bulunmaktayız. Bu izlencelerde de Szymanowski'nin tüm tapıtlarını değil, en önemlilerinden olup ülkemizde hiç seslendirilmemiş ya da çok az seslendirilmiş yapıtlarını sunmaya öncelik tanıyacağız. Bu izlencelerimizin de öğretici ve ilgiye değer bulunacağını umduğumuzu belirterek, birlikte çalıştığım tüm çalışma arkadaşlarım ve kendi adıma saygılarımızı sunuyorum.
Sevgili dinleyiciler, bu haftaki Çağlar ve Müzik Programımızı, programımızın danışmanı ve sunucu olan değerli bestecimiz Ertuğrul Oğuz Fırat'ın bir eseriyle bitiriyoruz. Bestecimizin Op.82 sırasayılı Klavsen Konçertosunu Leyla Pınar'dan dinleyeceğiz. Sanatçıya Cem Mansur yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşlik ediyor. Süremizin yettiğince dinleyebileceğimiz bu yapıtın kaydında Sinan Sungar Tonmayster, Murat Arslan teknisyendi.
MÜZİK: C.S.O. Kaydı dat- (28'00")

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Ertuğrul Oğuz Fırat'ın Op.82 Klavsen Konçertosu yayınlanmamıştır.

5 Eylül 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 35

Bölüm 35 / Orijinal Yayın Tarihi: 06 Eylül 1999



Bela Bartok'un yapıtlarının çoğunu oda küğü çerçevesinde sayabiliriz. Daha önce dinlettiğimiz üç sahne küğü dışında, orkestra için yazılmış yapıtı azdır. Bunların çoğu da ilk döneminde yazılmış olup, oldukça az seslendirilirler. Çünkü, Bartok'un olgunluk dönemi yapıtları yanında, anlatım gücü, orkestralamada yeni tınılar, renkler elde etme bakımından kısıtlı kalırlar.
Bartok'un dinletilerinde en çok seslendirilen orkestra yapıtlarından birisi 1931 tarihlidir. Ancak bu yapıt, doğrudan orkestra için yazılmış değildir. 1907-1910 yılları arasında yazdığı çeşitli piyano parçalarının bir araya getirilerek orkestralanmasından oluşmuştur. "Macar Sahneleri" adı altında 1931'de orkestralanmış olan beş bölümlü yapıtın bölüm başlıkları şöyle: 1. Köyde Akşam 2. Ayı Kırını/Dansı 3. Ezgi 4. Biraz Çakırkeyf 5. Domuz Çobanının Kırını
Konuları yönünden anlatım gücü yüksek, sade ama çok renkli orkestralamasıyla çok tutulmuş olan bu yapıtı, Zubin Mehta yönetiminde İsrail Senfoni Orkestrasından sunuyoruz.
KÜĞ (Ç.S.M.): Bartok - Macar Sahneleri (11'47")
Bartok, orkestra yapıtları içinde çok özel yeri bulunan Yaylılar, Vurma Çalgılar ve Çelesta için Küğ'ü 1936 yılında yazdı. Dört bölümü olan yapıt; benzersiz kuruluşu, güçlü, özgün/kromatik ve yedisek/yazı aşıtlarını birlikte kullanmanın getirdiği şaşırtıcı uyumsal biçemiyle Bartok'vn başyapıtlarından/çığıraçan yapıtlarından sayılmaktadır. Bu yapıtta tüm dördül çalışmalarını 1910'dan sonraki yapıtlarında görülen; keskin, yırtıcı, uzlaşma tanımayan tartımsallığın, dayanılmaz çekicilikle, hem de o ölçüde bilgece özlülüğü sergilenir. Dört bölümlü olan yapıtın bölüm başlıkları: 1.Andante tranquillo 2.Allegro 3. Adagio 4. Allegro molto
Bartok'un "Yaylılar, Vurma Çalgılar ve Çelesta için Küğ" adlı yapıtını Antal Dorati yönetimindeki Detroit Senfoni Orkestrası seslendiriyor.
KÜĞ (Ç.S.M.): Bartok - Yaylılar, Vurma Çalgılar ve Çelesta için Küğ (29'25")
Bugünkü izlencemizin son yapıtı; Bartok'un son yapıtı olan, Üçüncü Piyano Konçertosu. Bartok, İkinci Dünya Savaşı başladıktan sonra, Mihver devletlerinin faşist saldırganlıkları karşısında, yurdunda barınamayacağını, faşizmin egemenliği altında yaşamasına olanak kalmayacağını anlayarak 1940 yılında ABD'e gitti. Orada daha beş yıl, türlü zorluklara göğüs germeye çalışarak, yoksulluk içinde yaşadı. Son yapıtı olan; Üçüncü Piyano Konçertosu'nu 1945 yılında yazmaya başladı. Ne ki konçertonun son 17 ölçüsünü yazamadan 26 Eylül 1945'te New York'da öldü. Bıraktığı elyazması partiturda boş bırakılan bu son 17 ölçüyü öğrencisi Tibor Serly tamamladı.
Bartok'un Üçüncü Piyano Konçertosu'nda Birinci ve İkinci Piyano Konçertolarına göre, sertlik yerine yumuşaklık, yeni bir yapısallığa ulaşmak uğruna yapılan dirnçli biçimbozmalar yerine eski biçimlere uyumluluk, dahası; ezgilemede tadına daha kolay varılabilir açıklık, uyumda sertliği törpülenmiş oldukça hüzünlü tınaşlar görülür. ABD'e geldiğinde yapıtlarına kuşku ile uzaktan bakmakla yetinen bir dinleyici topluluğu ile karşılaşan Bartok'un ivediyle anlaşılmaya kesin gereksinmesi bulunduğu için ABD'de verdiği son yapıtlarında, yeni savlar getirmek yerine, daha önce vermiş olduğu yapıtlarındaki savların, yeniliklerin anlaşılması, onlara dönülüp bakılabilmesi uğruna, dinleyiciyi ürkütmeyecek, daha kolaylıkla, daha yumuşaklıkla kendisine çekebilecek yapıtlar yazmaya kendisini zorunlu saymış olduğu öne sürülebilir. Bartok'tın Üçüncü Piyano Konçertosu'nu öğrencilerinden olan György Sandor'dan dinleyeceğiz. Adam Fischer yönetimindeki Macar Devlet Senfoni Orkestrası eşlik ediyor.
KÜĞ (Ç.S.M.): Bartok - Üçüncü Piyano Konçerlosu (21'49")

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Macar Sahneleri yayınlanmamıştır.

29 Ağustos 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 34

Bölüm 34 / Orijinal Yayın Tarihi: 30 AĞUSTOS 1999



Sayın dinleyiciler, Bartok'u bizde az seslendirilmiş veya hiç selendirilmemiş yapıtların öncelik vererek onu tanımaya ayırdığımız izlencemizi sürdürüyoruz. Bu kez onun üç dördülünü dinleteceğiz. Bartok yaylılar için altı tane dördül yazmıştır. Birincisini 1908 yılında, ilk dönemi içinde, ikincisini 1915-1917 yılları arasında ikinci dönem içinde ortaya koymuştur.
Bugün dinleteceğimiz Üçüncü Dördülü 1927'de, Beş bölümlü olan Dördüncü Dördülü 1923'te, yine beş bölümlü olan Beşinci Dördülü 1934'te yazmıştır. Bartok'un dördüllerinin Beethoven'den bu yana yazılmış dördüllerin en mükemmeli oldukları eleştirmenlerce genelde olumsandığı gibi, küğünün gelişiminin de göstergeleri sayılabileceği belirtilmeye çalışılır.
Bundan önceki izlencilerimizde Barok'un gelişim yönü ve varış noktaları yönünden yapmış olduğumuz tüm açıklamalar dördülleri için de geçerli bulunmaktadır. Üçüncü Dördül, kesintisiz, birbirine bağlı olarak çalınacak üç bölümcük ve coda'dan oluşmaktadır. Yapıtı Çilingiryan Dörtlüsü seslendirmektedir.
KÜĞ (Ç.S.M.): BARTOK - Üçüncü Dördül (14'55")
Bartok'un üçüncüden bir yıl sonra 1923'de yazdığı Dördüncü Dördül, kullandığı ögeler ve teknik bakımından üçüncünün daha gelişmişi, daha zengileştirilmişi olarak görülebilir. Tını zenginliğine ulaşmak bakımından yaylıçalgıların kullanılışında değişik tekniklerin; sul tasto, sul ponticello, col legno(lenyo), Legno battuto (lenyo battuto) bollukla yer aldığı bu dördüllerin dördüncüsünde Bartok'un adıyla anılan; Bartok Pizzicato olarak adlandırılan yeni bir pizzicato tekniğinin de ortaya koyulmuş olduğunu görmekteyiz.
Bartok'un Dördüncü Dördülünün bölüm sıralaması şöyle:
  1. Allegro
  2. Prestissimo con sordino
  3. Non troppo lento
  4. Allegretto pizzicato
  5. Allegro molto
Her bölümde ayrı bir tınısal zenginlik bulunan, kücük bir örgeden geliştirme yoluyla nasıl dev bir yapısallığa ulaşılabileceğinin hayret ve hayranlık verici gizini ve bilgisini içinde barındıran Dördüncü Dördül'ü yine Çilingiryan dörtlüsü seslendiriyor.
KÜĞ (Ç.S.M.): BARTOK - Dördüncü Dördül (22'30")
Dinleteceğimiz son yapıt, Bartok'un 1934 yılında yazdığı Dördüncü Dördülü gibi beş bölümlü daha sade gereçlerle araştırma zenginliğine ulaşan Beşinci Dördülün bölümleri:
  1. Allegro
  2. Adagio molto
  3. Scherzo
  4. Andante
  5. Finale
Yapıtı yine Çilingiryan dörtlüsü seslendiriyor.
KÜĞ (Ç.S.M.): BARTOK - Beşinci Dördül (30'40")

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Üçüncü Dördül yayınlanmamıştır.

22 Ağustos 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 33

Bölüm 33 / Orijinal Yayın Tarihi: 23 Ağustos 1999



Bela Bartok'un 1918'de piyano için "Üç Çalışma" ve bir yıl sonra 1919'da "Tansık Mandarin" balesiyle ulaşmış olduğu "uzak veya gizli dengeserlik" yöntemi, onun küğünde uygulayım yönünden son aşama sayılabilir. Schoenberg'in dengeserlikdışı/atonal küğle ve bunun bir anlamda kurallaşması sayılabilecek "dizisel" yöntemle ulaşmış olduğu hem yeni, hem geniş anlatım/duyarlık olanağını, Bartok; tam bir dizi anlayışına gitmeden, ancak ileri ölçüde alacalı -böylece oniki sesi de içine alabilen- özgün bir teknikle sağlamıştır. 1920 yılında yazmış olduğu; Op.20 "Yerel Ezgiler Üzerine Doğaçlamalar" yapıtı, yerel ezgilerin bile "uzak/gizli dengeserlik" içinde nasıl çokseslendirilebileceğinin şaşırtıcı olduğu ölçüde; geniş ve sağlam, hem de açık bir örneğini oluşturur.
Bartok, Op.20'den sonraki yapıtlarına opus sayısı koymamıştır. Bundan sonraki yapıtlarını yazıldıkları yılaara göre izlemek zorunludur. Bartok 1921'de Keman-Piyano için 1. Sonat'ını, yazar 1922'de yine keman-piyano için 2. Sonat'ını yazar. Bu sonatlarda keman ile piyano çok yerde ayrı deviniler içinde birbirlerinin uyumu, tamamlayıcısı olurlar.
1923 yılı Buda ile Peşte'nin birleşerek başkent Budapeşte'yi oluşturmalarının ellinci yılıdır. Kutlama çerçevesinde Bartok: "Kırın Ardışı/Dance Suite"i adlı orkestra yapıtını, arkadaşı Zoltan Kodaly ise "Psalmus Hunaricus"u ortaya koyar.
1926 yılı Bartok'un en verimli yıllarından olur. 1. Piyano Konçertosu, piyano için "Sonat"ı ve yine piyano için "Açık Havada" ardışını yazar.
Bugünkü izlencemizde 1926 yılında yazılmış olan 1. Piyano Konçertosu ile "Açık Havada" piyano ardışını, son olarak da 1931 yılında yazmış olduğu 2. Piyano Konçertosunu sunacağız.
Bartok, ulaşmış olduğu "uzak/gizli" dengeserlik tekniğini artık çok kıvrak ve kıvamlı yönde, istediği dönem veya biçime uygulayabilmektedir. 1920'lerde hemen hemen bütün Avrupalı bağdarlar/besteciler arasında yaygınlaşmaya başlamış olan; kuramcısı Ferruccio Busoni olan "Bach'a dönüş" ya da az sonra daha genişletilmiş biçimde ''Yeni Klasikcilik" adını alacak olan akıma Bartok da yakınlık göstermiştir. Onun 1. Piyano Konçertosu, Barok dönem küğüne bir uzanışı, Barok dönem küğünün yapısal özelliklerini gününün devrimci küğ anlayışıyla bağdaştırmayı yansıtır. Yeni Klasikcilik akımı içinde Stravinski, eski ustaların ezgilerini alarak onları kendi uyum ve tartım anlayışı çerçevesi içinde yenileştirmek isterken, Bartok; Barok dönem bağdarlarının ezgilerini hiç almadan, ancak ezgi yapısındaki, kısa-eklemli yapısallığı göz önünde bulundurarak "yedisek/ayarcıl/diyatonik" örgelerin tartımlılık içinde yinelenmesiyle Baro'un özünü yapıtına sindirmiş, bunu alacalı/çok usta, ileri bir temsilcisi olduğunu göstermiştir.
Allegro moderato buyurgulu ilk bölüm, temelde "mi-sol-si-re-fadiyez-la-do" seslerinden oluşturulan ezgi (örge) veya üçlü ve yedili aralıkların yeğlendiği tınaş örgüsüyle ortaya koyulmuştur.
Andante buyurgulu ikinci bölüm; vurmaçalgı vuruşlarına, piyanonun karşılık tınaşsal vuruşlarıyla başlar ve gelişir. Belirgin bir ezgi henüz yoktur. Oldukça ilerde; önce obva'da daha sonra klarinet ve flüt'te kendisini gösteren ezgiye karşılık, piyanoda iki elde ayrı ayrı yedili seslerden oluşan tınaşsal tartım önce üç sese, sonra beş seslik vuruşlara ulaşır. Flüt, obva, klarinet bu tartım üzerinde ayrı girişlerle ezgilerini çalarlar. Bu toplu devinim piyanissimodan forteye ulaştıktan sonra inginleşmeye geçer. Piyanissimoya varınca, bölümün başındaki piyano devinimleri biraz değiştirimli olarak uzunca yinelenir. Suskuya varılacağı sanısı uyanmışken, birden "Allegro" devinimine geçilir. Bu geçki, Allegro molto buyurgulu üçüncü bölüme bağlanır. İkinci bölümün çok ustaca geliştirilen batıcı tınaşsal tartısallığına karşılık olağanüstü bir duyarlıkla üstte yürütülen ezgisellik çok az görülebilir, zıtlıkların uyuşumunu dile getirir.
Allegro molto buyurgulu son bölüm, birinci bölümün güçlü tartımsallığını daha hızlanmış olarak gösterir. Tüm bölüm, bitişe doğru ortaya çıkan 3/8 veya 3/4'lük iki ölçü dışında baştan sona 2/4 vuruş üzerine kurulduğu gibi, sık yenilenen ana örge/motif, birinci bölümdeki çıkıcılığın (si-do-re) yerine iniciliği (sol-fa-mi/re-do-si) yeğler. Yine bu son bölümün örgesel yinelenmesinden doğan tartısal devinim Barok küğ ırasından çok yerel halk ezgilerinin ırasını/karakterini yansıtır.
Bartok'un, tartımsallığın utkusunu haykıran bu çarpıcı, alabildiğine ilginç 1. Piyano Konçertosunu; Claudio Abbado yönetimindeki Şikago Senfoni Orkestrası eşliğinde, piyanoçalar Maurizio Pollini'den dinleyeceğiz.
KÜĞ (Ç.S.M.): Bartok - 1. Piyano Konçertosu (23'21")
Bartok'un 1926 yılında piyano için yazmış olduğu; En Plein Air/Açık Havada Ardışı, yine bu yıl başlayıp 1939'da tamamlayabildiği altı destelik "Mikrokosmos"unu saymazsak, yalnız piyano için yazılmış son yapıtıdır. Beş bölümlü olarn Ardış'ın bölüm başlıkları şöyle:
1. Davul, Zurna ile
2. Barkarol
3. Musettes.
4. Gecesel Küğ
5. Kovalamaca
İlk parça; "Davul-Zurna ile" bir alanda davul-zurna ile çalınan müziğin ve halk kırınının bütün özelliklerini piyanodan yansıtmak için, piyanonun bir vurmaçalgı gibi kullanılmasını öngören bir parçadır. Yeni uyumlar içinde çok tartımlık da sergilenir.
Dengeserliğe bağlanabilir gibi ezgisel görünen "Barkarol" ve "Musettes"in biraz bulanık, düşçü, kaçıcı havasının ardından gelen "Gecesel Küğ" Ardış'ın en çarpıcı, en gözüpek, inanılmaz ilerilikte parçasıdır. Çok dengeserli, çok tartımlı yapısallık içinde; kırılan, sokulan seslerle kımıltılı, şiz dolu gece, salkımseslerin açılıp kapanan, kırılarak çalınan veya topaklanmış seslerin çakılırcasına düşüşleriyle ayrıksın, olağanüstü bir anlam ve anlatıma ulaşır. Bu parçadan anlatımı derinleştirmek için kullanılmış ses topakları 1960'lı yıllardan sonra gerçekleşecek olan "yığınses küğünün" kapısını çalmaktadır.
Son parça "Kovalamaca" devinim hızı artı çarpış hızını belirlemek, göstermek için yazılmış gibidir.
Bartok'un "Açık Havada" ardışını Michelle (Mişel) Beroff seslendiriyor.
KÜĞ (Ç.S.M.): Bartok - Açık Hava Ardışı (14'42")
Bugünkü izlencemizde dinleteceğimiz son yapıt, Bartok'un 1931 yılında yazmış olduğu 2. Piyano Konçertosu'dur. Bu Konçerto için Bach'a Dönüş veya Yeni Klasikcilik akımı içinde gösterilebilir ikinci yapıt olarak bakabiliriz. Bartok, bu konçertosunda Bach'ın girdili/kontrapuntal küğ tekniğini özümsemiş olarak karşımıza çıkar. Örnek Bach'tır ama, varılan nokta çok yeni, çok bilgece ve şaşırtıcıdır. Birinci piyano konçertosu için söylediğimiz özellikler bu konçerto için de söylenebilir. Bu da ilk konçerto gibi üç bölümlüdür. 1. Bölüm Allegro'dur. Bu bölümde aradığı sertliği, kesinliği elde edebilmek için; piyanoya yalnız üfleme ve vurma çalgıların eşliğini öngörmüş, yaylı çalgılara bu bölümde hiç yer vermemiştir. Adagio buyurgulu ikinci bölüm yaylıçalgıların kakışmalı, uyumsal ezgisel akışı ile başlar. Piyanonun altı sesli; "do-si-la-sol-fa-mi" yinelemeli örgesiyle karşılık görür. Birinci konçertodaki gibi şaşırtıcı atılımlarla dolu bu orta bölüm, yapısal kuruluşu bakımından ister istemez, Bach'ın adagioları kadar, belki ondan da çok, Beethoven'ın büyük sol dengeserli Dördüncü Piyano Konçertosu'nın büyük sadelik içinde ürpertici bir anlatıma ulaşabilmiş olduğu orta bölümünü usa getirir. Ulaşılması çok zor bu yüceltici etkinlik Bartok'un bu konçertosunda da kendini gösterir. Yaylılar ve piyanodaki biraz gizemli kesikleşe; soru-yanıt yürüyüşü birden "Presto" buyurgulu bir devinime dönüşür. Genellikle piyanonun alacalı örgelerinin ardıncalığının egemen olduğu, hem de hızlanma esrikliğinin ürkünçleştirdiği bu bölümcük yine baştaki yaylıların ve piyanonun keşikleşe öaldıkları duygulandırıcı Adagio'ya dönerek biter.
Allegro moderato buyurgulu üçüncü bölüm, ilk bölümün girdili Bach küğünü andırmakla birlikte, örgesel yapı bakımından daha alacalı bir yapısallıkla Bach-Bartok özgülüğünü gerçekleştirir.
Bartok'un 2. Piyano konçertosunu yine Abbado yönetiminde Şikago Senfoni Orkestrası eşliğinde Maurizio Pollini'den dinleyeceğiz.
KÜĞ (Ç.S.M.): Bartok - 2. piyano konçertosu (27'26")

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında 2. piyano konçertosu yayınlanmamıştır.