10 Ekim 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 40

Bölüm 40 / Orijinal Yayın Tarihi: 18 Ekim 1999



Sayın dinleyiciler; Günümüz küğünün hazırlayıcılarından 1874-1951 yılları arasında yaşamış olan Arnold Schönberg'in dizisel yöntemin kurallarını ortaya koyduğu 1923 yılına kadar vermiş olduğu: Geç Romantik ve daha sonra Dengeselikdışı/atonal küğ anlayışıyla yazmış olduğu yapıtlarının önemli örneklerini daha önceki izlencelerimizde size sunmuştuk.
1923 yılından sonra Avrupa'da bağdarları üçe ayrılmış görmekteyiz: Schönberg'e yakın kuşaktan olup da kendilerine özgü bir yolu bulmuş ve adlarını buna göre duyurmuş olanlar genellikle kendi yollarında yürümüşlerdir. Bunların içinde yalnız Stravinski daha önce de belirttiğimiz üzere bağdarlığının son yıllarında -1955'ten sonra- dizisel yönteme yöneldi. Asıl sorun-ikilik genç kuşak arasında görülür oldu. Büyük çoğunluk Debussy'nin açtığı çığırdan yürüyerek; dengeserlik duyuşunu biraz daha kapalı biçimde içinde barındıran "genişletilmiş dengeserlik" anlayışı ile kendilerini kanıtlamaya çalıştılar. Bunların karşısında ise başlangıçta küçük bir topluluk oluşturan dizisel yöntemle yazanları oldu.
Schönberg ve onun sadık öğrencileri; Anton Webern ve Alban Berg başta olmak üzere Avusturya'lı bağdarlardan: Egon Wellesz (1885-1974), Ernst Krenek (1900-1991), Joseph Hauer (1883-1959), Hans Jelinek (1901-1969), Theodor Adorno (1903-1969)yu sayabiliriz. Bunlardan Adorno bağdar olarak pek etkili olabilmiş değilse de, yöntemin savunucusu, küğ kuramcısı olarak çok ünlüdür. Egon Wellesz 1938'de İngiltere'ye yerleşmiş, İngiliz uyruğuna geçmiş, başlarda verdiği kimi yapıtlarıyla dikkat çekici olmuşsa da, daha çok Bizans müziği üzerine yaptığı araştırmalarla ünlenmiştir. Ernst Krenek verimli bir bağdar olarak dizisel yöntemle hayli yapıt ortaya koymuşsa da Amerika'ya gidip yerleşmeden önce Avrupa'dayken vermiş olduğu genişletilmiş dengeserlik anlayışına bağlı yapıtlarıyla daha ünlüdür. Örneğin "Johnny Çalıyor" operası, dizisel yöntemle yazmış olduğu "5. Karl" operasından çok daha ünlüdür. Kısaca belirtmek gerekirse anılan bağdarlardan, hiç biri, Schönberg ve iki öğrencisi: Anton Webern ve Alban Berg ölçüsünde yaratıcı ve önemli olamamışlardır küğ tarihi bakımından.
Biz, bugünkü izlencemizden başlayarak önce Anton Webern'i daha sonra da Alban Berg'in 1923 yılına, yani Schönberg'in "dizisel yöntem" kuramını ortaya attığı tarihe kadar olan yapıtlarını tanıtmaya çalışacağız. Gerek Schönberg'in, gerekse öğrencilerinin 1923 yılından sonraki yapıtları üzerinde izlencemiz sürerse daha sonra durmayı düşünmekteyiz.
Anton Webem 1883 yılının 3 Aralık günü Viyana'da doğdu. Viyana Üniversitesinde Guido Adler'in öğrencisi olarak küğ bilim okudu. 1904 yılında bir yandan da Arnold Schönberg'in öğrencisi olarak bağdama dersleri aldı. 1906 yılında doktorasını "Heinrich Isaac"ın "Choralis Constantinus"u üzerine yaptı. Schönberg'den ders almaya başladığı 1904 yılında bir yandan da ilk bağdarlarını yazıyordu. Ne ki bunlardan hiçbirini sonradan 1908'de yazdığı ve Op.1 sayısını verdiği Passacaglia ile başlayan bağdalar dizisine almadı. Schönberg de öğrencileri de yapıt sayısı bakımından verimli birer bağdar sayılmazlar. Schönberg'in tüm yapıtlarının sayısı toplam olarak 50 tanedir. Webern'in opus sayısı taşıyan 31 yapıtı vardır. Bunlara, opus sayısı vermediği erken dönem birkaç yapıtını eklersek 37'e ulaşır. Üstelik bu yapıtlar alışılmamış ölçüde kısadırlar. Hepsini aralıksız ardı ardına dinletecek olursak tümü için 4 saat 41 dakika ayırmamız gerekir. Ne ki bu yapıtlar yineliliği ve ayrıntısı olmayan yepyeni bir söyleyiş getiren son ölçüde öz, şaşırtıcı ölçüde özlü yapıtlardır.
Her türlü gösterişten uzak, sakin bir yaşamı vardı Webern'in Çağdaş Küğün tanıtımı yönünden uğraşıyor, dinletiler düzenliyor, orkestra yöneticiliği yapıyor, az sayıda öğrencisiyle ilgileniyordu. İkinci Dünya Savaşı çıktığında Viyana'dan ayrılmadı. Nazilerin egemenliği döneminde kendi küğünü bile seslendirtemez olmuştu. 1945'te bombardımanda oğlu, bulunduğu treni isabet alması sonucu ölünce, Viyana'yı terk ederek evli kızlarının bulunduğu Salzburg yakınındaki Mittersill'e gitti. Ne ki 15 Eylül 1945 akşamı hava almak, ya da sigara içmek için dışarıya çıktığında yakında nöbet tutan Amerikalı erin uyarısını duymadığı veya ne söylediğini anlamadığı için nöbetçi erce vurularak öldürüldü.
Anton Webern'in yapıtlarını tanımaya, erken döneminde geç romantik anlayış içinde yazdığı opus sayısı bulunmayan yapıtlarından başlayacağız. İlk dinleteceğimiz "Yaz Rüzgarında/Im Sommerwind" adlı yapıtı kaç yılında yazdığı kesin olarak bilinmemekle birlikte Schönberg'den bağdama dersleri almaya başladığı 1904 yılında yazmış olabileceği daha olası görülmektedir.
"Yaz Rüzgarında"yı Krallık Concertgebouw orkestrasından Riccardo Chailly yönetiminde dinleyeceğiz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Im Sommerwind (13'15")
Şimdi bir biri ardınca dinleteceğimiz üç yapıt da yaylılar dördülü için yazılmış. Yaylı Dördül 1905'te, Yalı Dördül için Ağır Bölüm yine 1905'te Yaylı Dördül için Rondo 1906 yılında yazılmış. Bu üç yapıtı da Artis Dörtlüsünden dinleyeceğiz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Dördül (1905) (13'27")
                          Ağır Bölüm (7'03")
                          Rondo (6'57")
Bundan sonra dinleteceğimiz yapıtlar opus sayısı taşıyanlardan seçilmiştir.
Şimdi, 1908 yılında yazılmış olan Op.1 Passacaglia Krallık Concertgebouw Orkestrasını Riccardo Chailly yönetiyor.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Op.1 Passacaglia (11'37")
Dinleteceğimiz son yapıt; 1909 yılında yazılmış olan Op.5, Yaylılar Dörtlüsü için 5 Bölüm. Yapıtı Artis Dörtlüsü seslendiriyor.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Yaylılar Dörtlüsü için 5 Bölüm Op.5 (10'33")

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Yaylılar Dörtlüsü için 5 Bölüm Op.5 yer almamıştır.