31 Ekim 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 43

Bölüm 43 / Orijinal Yayın Tarihi: 8 Kasım 1999



Sayın dinleyiciler, geçen hafta başlamış olduğumuz, Alban Berg'in yapıtlarını tanıtmayı sürdürüyoruz. 1913 yılında Berg, Klarinet ile Piyano için Dört Parça Op.1'i ortaya koyar. Bu yapıtın klarinet ile piyano partileri bağımsızlık gösterirler. Ancak iki çalgının devinimlerinde, anlatımda bir birlerini tamamlamaları ustaca gözetilmiştir. Bunun sonucu olarak; dört bölümün özetlenmiş bir sonat biçimini anımsattıkları/sergiledikleri söylenebilir.
Berg, aynı yıl, Op.6 Üç Orkestra Parçası'na başladı. Ancak bu yapıtın bitmesi ertesi yıla sarktı. 1914 yılında tamamlanan yapıt, büyük orkestra için yazılmıştır. Berg, bu yapıtında yeni tını ve renk aramalarına girişmiş, bunu sağlayabilmek için de orkestradaki çalgıları birbirlerine karşı bağımsız olarak kullanmıştır. Çalgı partilerinin bir başka çalgı partisiyle eşleştirilmesinden kaçınılmıştır. Yapıtın ilk Parçası "Prelüd/Önçalım" ikincisi• "Dans/Kırın" üçüncü parça; "Marş" başlıklıdır. Berg bu yapıtını, öğretmeni ve arkadaşı Schönberg'in kırkıncı yaşını kutlamak için ona sunulamıştır. Yapıtın hiç bir bölümünde, hiç bir süreçte belirgin tek ezgisellik gözetilmemiş, ses yığınlaşmalarından oluşan; tınısal-tartısal-oylumsal etkinlik öne çıkarılmıştır. Bu nedenle de dünya küğünde 1960'larda ve sonrasında kendini gösterecek "yığınses küğünün" ön habercisi olarak görmek gerekirken, bu yönü yeterince anlaşılamamış, buna karşılık Berg'in bundan sonraki yapıtı; "Wozzeck" operasına bir hazırlık çalışması gibi gösterilmek istenmiştir çoğu eleştirmenlerce.
Şimdi, önce Op.5 "Klarinet ile piyano için Dört Parça"yı Antony Pay'in klarineti, Daniel Barenboim'in piyanosundan dinleteceğiz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Berg - Klarinet ile Piyano için Dört Parça Op.5 (7'20")
Şimdi de Op.6 "Orkestra için Üç Parça"yı Claudio Abbado yönetiminde Londra Senfoni Orkestrasından sunuyoruz
KÜĞ (Ç.S.M.) : Berg - Orkestra için Üç Parça Op.6
1813-1837 yılları arasında yaşamış Alman yazar Georg Büchner 24 yaşında ölürken bitirebildiği birkaç yapıtından başka tamamlayamamış, bölümcükler halinde taslak olarak "Woyzeck" adlı bir de tiyatro yapıtı bırakmıştır gerisinde. Büchner'in Woyzeck'i 27 parçacıktan oluşmaktadır. Sahnelerin nasıl bir sıralama izleyeceği belirtilmemiştir/kesin değildir. Büchner'in gerçek bir olaydan esinlendiği taslak, inceleyenlerin çok ilgisini çekmiş, araştırmacıların her biri kendine göre bir sıralama yaparak oyunu sahneye getirmişlerdir. Alban Berg, Büchner'in "Woyzeck"inin 1914 yılında Viyana'daki oynanışını izleyince, oyundan çok etkilenmiş ve onu opera durumuna getirmek isteğiyle dolmuştur. Cönkü/Libretto'yu hazırlarken, Büchner'in 27 sahnesinden on beşini seçerek, beşer sahneli üç perde düzenlemiştir. İlk perdenin beş sahnesi operanın "exposition/serileme/serim" bölümü olarak belirlenmiş, kişiler ve bunlarla ilgili küğ sergilenmiştir. İkinci perde, beş bölümlü bir senfoni, üçüncü perde; birisi sahne değişimi sırasında yalnız orkestranın çaldığı altı "İnvention/Buluş/Türetme"den oluşmuştur. Berg, operasına Büchner'in "Woyzeck" adını değiştirerek "Wozzeck" adını vermiştir. Wozzeck, İtalyan opera anlayışına karşı gelişen "Bütüncül Opera" anlayışının en tam, en özgün örneğini oluşturur. Berg'in olağanüstü başarısı; cönkle/libbretto ile küğün tam bir dengesini kurabilmesi, geleneksel biçim anlayışından yola çıkarak biçimleri özümseyen küğsel anlatımın doruğuna ulaşabilmesindedir. Berg, operasını bitirebilmek için 1914 yılından 1921 yılına kadar çalıştı. 1924 yılında operadan çıkarılmış üç parça ile bir Ardış/Süite düzenledi. Bu ardış 1924 yılında Hermann Scherchen yönetiminde ilk kez Frankfurt'ta seslendirildiğinde büyük yansımalara neden oldu. Bunun üzerine operanın tümünün sahnelenmesi zorunlu duruma geldi. 14 Aralık 1925'te operanın tümü Berlin'de Erich Kleiber yönetiminde seslendirildi. Wozzeck değişik tepkilerin doğmasına neden olmakla birlikte, Berg'in ölümüne dek başka hiç bir çağdaş operaya nasip olmayan ölçüde, büyük sanat merkezlerinde 199 kez sahnelenebildi. ABD, operanın elyazmalarını "Kongre Kitaplığı"na koyulmak üzere bağdardan satın aldı. Wozzeck teknik yönden dengeserlikdışı/atonal küğ anlayışına göre yazılmış, ancak ezgisel yapısı ve girdili/kontrapuntal çatkılaması bakımından ilk anda dizisel bir çalışmaymış gibi yanıltıcı bir izlenim bırakabilir. Oysa Berg'in dizisel yöntemle yazması çok sonra, son üç yapıtında gerçekleşmiştir.
Bugünkü izlencemizde, Wozzeck'in yalnız ilk perdesini sunabileceğiz. İkinci ve üçüncü perdeleri gelecek izlencemizde vermeye çalışacağız.
Konuyu kısaca belirtelim:
Birinci perdenin birinci sahnesi; Kışlanın bir odasında sabahleyin Yüzbaşı ile onu traş etmekte olan er Wozzeck arasında geçer. Yüzbaşı, Wozzeck'in metresinden olan evlilik dışı çocuğuna yeterince bakıp bakamadığını sorgulamaktadır. Bu arada onurlu insanların nasıl yaşamaları gerektiği yolunda kendini beğenmişlikle yüksekten atan sözler eder. Wozzeck, çocuğu törel/ahlak kurallarına uygun yetiştirmeye çalıştığını, ancak kendisi yoksul bir insan olduğundan hoş görülmediğini, kendisi gibi yoksul insanlar ölünce de belki ancak gök gürültüsü yapmak için kullanılabileceklerini söyler.
İkinci sahne: Kent yakınında orman kıyısında Wozzeck ve arkadaşı Andres toprağa uzanmışlarken Andres bir avcı şarkısı söylemektedir. Wozzeck birden huysuzlanarak çevresindeki ağaç dallarını kırmaya, bu yerlerin ilençli/lanetlenmiş olup burada oturanların üç gün içinde ölebileceklerinden söz etmeye koyulur. Andres, arkadaşı Wozzeck'i bu kötü önseziden kurtarmaya çalışır, gitmeleerinin iyi olacağını söyler. Güneş batmıştır, kızılımsı bir renk her yanı kaplamaktayken Wozzeck "Dünya Öldü" diye söylenir.
Üçüncü sahne: Wozzeck'in metresi Marie yoksul odasının açık penceresinden yanında çocuğuyla, marş yürüyüşüyle dışarıdan geçen askerleri seyretmektedir. Marie'nin komşusu Margaret de kapı önünde geçen askerleri izlemekte ve önde yürümekte olan yakışıklı bando yöneticisini övmektedir. Marie bandonun çaldığı marşı cim-bum, cim-bum sözleriyle taklit etmektedir. Bando yöneticisinin Marie'ye göz kırptığını, selamladığını gören Margaret, Marie'ye laf atınca aralarında tartışma çıkar. Marie pencereyi kapatarak içeri çekilir. Çocuğunu sallayarak avunmaya çalışır. Kapı vurulur, Wozzeck içeri girer. Kırdaki olayın etkisi üzerindedir. Her yerde hayaller görmektedir. Marie onun delirmek üzere olduğunu düşünmektedir. Wozzeck geldiği gibi birden çıkar gider. Marie ürkmüş durumda arkasından kapıyı kapatır.
Dördüncü sahne: Kışlada Doktorun odasında Wozzeck muayene olmaya gelmiştir. Doktor, Wozzeck'i biraz para karşılığında tıp deneyleri için kobay gibi kullanmaktadır. Yiyeceklerin insan ırasını ne ölçüde değiştirdiğini araştırmaktadır. Bunun için Wozzeck bir hafta yalnız fasulye yemekle yetinecektir, belki sonra biraz et yemesine izin verebilecektir. Doktor, Wozzeck'in doğa üzerine düşüncelerini soruşturmaya geçer. Wozzeck, doktora dünyayı kaplayan alevlerden söz etmeye ve bu deneylere Marie için katlanmakta olduğundan söz eder. Doktor deney sonuçlarının düşüncesine uygun çıktığını belirterek memnuniyetle ellerini oğuşturur, latince birçok tıp terimleri kullanarak Wozzeck'i deneylerin devamı için uyumlu olmaya çağırır. Dilini göstermesini söyler. Wozzeck dilini çıkarırken sahne biter.
Beşinci sahne: Marie ve bando yöneticisi Marie'nin kapısı önündedir. Vakit gecedir. Bando yöneticisinin görünüşünü över Marie. Yönetici de kendisiyle övünmektedir. Marie'yi sıkıştırmaya başlar. Marie onu iter, tırmalar. Yönetici ona kaplan gibi olduğunu söyler. Ve Marie'nin güzelliğini belirterek yine ona yönelir. Bu kez Marie'de onun kollarına atılır, birlikte kapıdan içeri girerler.
Dinleteceğimiz kayıtda Wozzeck'i bariton Franz Grundheber, Yüzbaşıyı tenor Heinz Zednik, Doktoru bas Aage Haugland, Wozzeck'in arkadaşı Adres'i tenor Philip Langridge, Bando yöneticisini tenor Walter Raffeiner, Marie'yi soprano Hildegard Behrens, Marie'nin komşusu Margaret'i alto Anna Gonda, Viyana Filarmonisi eşliğinde, Claudio Abbado yönetiminde seslendirecekler.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Berg - Wozzeck - Birinci perde (33'40")

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Klarinet ile Piyano için Dört Parça Op.5 ve Orkestra için Üç Parça Op.6 yer almamış, onların yerine bir önceki haftadan Piyano Sonatı Op.1 yayınlanmıştır.

24 Ekim 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 42

Bölüm 42 / Orijinal Yayın Tarihi: 1 Kasım 1999



Alban Berg, 1885 yılında 9 Şubat günü Viyana'da orta halli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Başlangıçta küğe karşı ilgisiz görünüyor, buna karşılık çağının tüm yazarlarını, ozanlarını okuyarak geniş bir ekine/kültüre ulaşma çabasını aralıksız sürdürüyordu. Ağabeyi ile bacısının küğ dersleri almaya başlamaları üzerine onların çalışmalarına ilgi gösterir oldu. Bir süre sonra kendi kendine bağdarlık çabasına girişti. Kardeşlerinin küğ öğrenimindeki yavaşlıkları ona yetmez oldu. Piyano çalmayı ve bağdama tekniğini kendi kendine öğrenmeye çalıştı. 1904 yılının güzünde yazmış olduğu kimi şarkıları ağabeyi Schönberg'e göstererek, aracı olması sonucu Schönberg'le tanıştı. Onun ilerici görüşlerinden çok etkilenerek özel öğrencisi oldu. Giderek Schönberg'in en yakın arkadaşı durumuna geldi. Ölünceye kadar da bu yakınlığını ve sadakatini korudu.
Schönberg'in öğrencisi olmadan önce, kendi çabasıyla bağdarlığı öğrenmeye koyulduğu dönemde, sevdiği ozanların şiirlerini şarkı yapıyordu.
Berg'in ölümünden sonra, yetişkin bağdarlık döneminde ortaya koymuş olduğu 14 yapıt arasında hiç birini almadığını, başlangıç çalışmaları olarak ortaya hiç çıkarmadığı 69 tane şarkı yazmış olduğu saptanmıştır. Berg'in 15 yaşından 20 yaşına kadar -1900 ile 1905 yılları arasında- yazılmış bu şarkılar, o yıllarda Wagner-Mahler yoluyla etkinliğini sürdüren geç - romantizmin tüm özelliklerini -sallantılı, gevşek, giderek değişime uğramaya yatkın dengeserlik anlayışı içinde, örtüsüz bir duygululuk, ince, yüreğe dokunan bir söyleyiş biçemi- göstermektedir. Berg'in 1908 yılında yazdığı Op.1 Piyano Sonatı, aynı özellikleri taşımakla birlikte, dilinin yoğunluğu ve dengeserlik dışına yönelik yapısı bakımından çok ustaca yazılmıştır. Bu ustalık yalnız bağdarın yapıtını yazmasındaki bir özellik olarak kalmaz, seslendiriciden de özdeş incelik-duygunluk ve hünerli tekniğin kaynaştırılmasını ister.
Op.2 Dört Çığırgı'yı Berg 1908-1909 arasında yazmıştır. 0p.3 Yaylı Dördül'ü 1910 yılında yazmıştır. Kimilerine göre Berg'in en güzel yapıtıdır. Schönberg'in dengesersiz / atonal küğ anlayışına göre ortaya koyduğu yapıtlara bir türlü yakınlık duyamayan ve anlayış gösteremeyen bir eleştirmene göre de "Schönberg' in en iyi yapıtı Alban Berg" olmuştur. Schönberg, Op.3'e gelinceye dek, Berg'in yazdığı tüm yapıtları gözden geçirerek düşüncelerini belirtmiş, yapıtların her yönden eksiksiz olmasında önerilerde bulunmuş, bu yapıtların ortaya çıkmasında yönlendirici olmuştur. Berg'in Op.3'ten sonraki yapıtlarının hiç birinde Schönberg'in bir önerisi, bir onayı söz konusu değildir. 0p.3 Dördül, dengeserlik bağlarından tam bir kopuşun ürünüdür. Dengeserlik ortadan kalktığı gibi, uyum anlayışı da tam bir özgürlük gösterir. Yapıtın girdiye/kontrapunta dayalı yazısı bakımından dört çalgının bağımsız çizgilerinin birlikteliği yatay ve dikey düzeni getirir. Yapıtın ikinci özelliği, Berg'in yaşamı boyunca bağlı kalacağı; bir biçime göre kuruluşu çatkılama anlayışının örneği olmasıdır. İki bölümlü olan yapıtta, devinim hızı bakımından pek ayrılık görülmez. Buna karşılık, ilk bölüm "sonat" biçimine uygunluk taşır. Yalnız "gelişme" yerine, serimdeki ögeler daha değişik olarak kullanılmıştır. İkinci bölümde "rondo" biçimi öngörülmüştür. Böylece, Berg'de bir birine zıt gibi duran iki oluşum hemen dikkati çeker; biçimciliği gerektiren saltık/mutlak küğ anlayışı ile, anlatıya yönelik biçemin durgun/lirik sınırsızlığı, sürekli değişime yönelişi, Berg'in bundan sonraki yapıtlarında da bu ikilik hep görülecektir. Berg'in küğünün çok etkileyici özelliğini oluşturacaktır.
Berg'in ölümünden sonra ele geçen, gençlik yapıtlarına örnek olmak üzere; 1904 ile 1908 yılları arasında yazılmış olanlarından seçilmiş on bir şarkıyı soprano Jesye Norman'dan Ann Schein'in piyanosu eşliğinde sunacağız. Lorenz, Bierbaum, Heine, Rückert, Greif, Wisbacher, Rilke, Goethe ve Jakobowski'den seçilmiş şiirleri'in Türkçe başlıkları şöyle: 1. Sarısalkımlar açıyor 2. Denizcinin sevgilisinin türküsü 3. Yurtsama 4. Güzel Sevgili 5. Pek çok sevilmiş güzel kadın 6. Uzak Şarkılar 7. Gölge-yaşam 8. Bitti 9. Sevi 10. Ufacık tefecik 11. Sin Yazıtı
KÜĞ (Ç.S.M): Berg - Gençlik şarkıları 13-23 (J.Norman) (17'17")
Şimdi, Alban Berg'in 1908'de yazmış olduğu ve Op.1 sayısını verdiği yalkın/solo piyano için yazmış olduğu tek yapıtı bulunan Piyano Sonatı'nı sunuyoruz. Piyanoyu Daniel Barenboim çalıyor.
KÜĞ (Ç.S.M): Berg - Piyano Sonatı Op.1 (Barenboim) (11'30")
Sırada 1910 yılında yazılmış, kimilerince Berg'in en güzel yapıtı sayılan Op.3 Dördül var. Yapıtı Arditti Dörtlüsü seslendiriyor.
KÜĞ (Ç.S.M): Berg - Dördül Op.3 (Arditti Dörtlüsü) (20'11")
Berg'in ilk orkestra yapıtı 1912 yılında yazdığı "Peter Altenberg'in Posta Kartı Koşukları üzerine Beş Şarkı Op.4'tür. Şarkılar büyük bir orkestra eşliği gözetilerek yazılmıştır. 1913 yılı Mart ayında Schönberg'in yönetiminde Viyana'da ilk kez dizinin 2. ve 4. şarkıları seslendirilirken, ıslıklar ve yuhalamalar yüzünden dinletiyi kesmek zorunluluğu doğdu. Op.4 Beş Şarkı, gördüğü ürkütücü tepki nedeniyle 1953 yılına kadar hiç bir nota basımevince basılmadı, yeniden seslendirilmedi. 1953 yılında Berg'in ölümünden 18 yıl sonra -Universal Edition'ca ilk kez basıldı. 1940 ile 1950 arasında bütün dünyada genç bağdarlar kuşağı artık ilk çalışmalarını dizisel yöntemle yapar duruma gelmiş olduğu, dinletilerde dengeserlikdışı veya dizisel yöntemle yazılmış birçok yapıt seslendirilir olabildiği için, Berg'in büyük tepki çekmiş olan söz konusu yapıtı da artık seslendirilir duruma geldi ve tutuldu. Orkestra eşliğindeki karmaşık yığınlaşmaya karşın, inanılmaz ölçüde zarif ince bir anlatımı gerçekleştirmiş bu şarkılar bugün artık Berg'in en sevilen, tutulan yapıtları arasında bulunmaktadır.
Dinleteceğimiz son yapıt, Berg'in Op.4 "Peter Altenberg'in Posta Kartı Koşukları üzerine Beş Şarkı"sı olacak.
Pierre Boulez'in yönettiği Londra Senfoni Orkestrası eşliğinde soprano Jessye Norman söyleyecek.
KÜĞ (Ç.S.M): Berg – Altenberg Şarkıları (J.Norman) (11'00")

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Piyano Sonatı Op.1 yer almamış, bir sonraki hafta yayınlanmıştır.

17 Ekim 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 41

Bölüm 41 / Orijinal Yayın Tarihi: 25 Ekim 1999



Sayın dinleyiciler; bugünkü izlencemizi Anton Webern'in Op.6’dan Op.13'e kadar olan yapıtlarından seçtiklerimize ayırmış bulunuyoruz.
Op.6, Orkestra için Altı Parça, 1909 yılında yazılmış ve öğretmeni Arnold Schönberg'e "Öğretmenim ve Arkadaşıma derin sevgiyle" sözleriyle sunulanmıştır. Schönberg'le ilgili açıklamalarımızı izlemiş olan dinleyicilerimiz; 1909 yılının Schönberg'in en önemli yapıtlarından olan ve tümüyle dengeserlikdışı/atonal teknikle yazılmış; Op.16 Beş Orkestra Parçasının yazılmış bulunduğu yıl olduğunu anımsayacaklardır.
Webem'in Op.6 Orkestra için Altı Parça'sı, baştaki Schönberg'e sunulama dışında bir açıklama, betimleme taşımamaktadır. Bölümlerin, ayrı birer adları yoktur. Yalnızca her bölüm başında hız buyrultusu koyulmakla yetinilmiştir. Webern'in en erken yapıtı ''Yaz rüzgârında"dan sonra ortaya hiç bir yapıtının, küğsel türlerini belirleyen adlar dışında, anlatıma bağlanabilir bir adı yoktur. Altı bagatel, Beş Şarkı, Senfoni gibi biçimi belirleyen tanımların dışında tinsellikle ilgili bir tanım da taşımazlar. Kısacası; bu küğler /bu parçalar öteden beri kullanılagelmiş biçim kalıplarına uygunlukları dışında, anlatıma/konuya değin bir amaç taşımazlar. Biçim anlayışına gelince; ele alınan biçimler öz olarak ele alınmış, yineleme durumu ortadan kaldırılmış, yerine çeşitleme getirilmiştir. Webern'in küğü "saltık/mutlak" küğ olarak karşılanmalıdır. Tüm yapıtlarında örgü ve doku açıklığı egemendir. Op.6'da orkestra çalgılarından bir kaçını birlikte, eşsesli olarak kullanmasına karşılık, sonraki yapıtlarında bu ikilemeyi, eşsesli kullanımı bırakmıştır. Seslerin salkım oluşturacak ölçüde, aşırı oranda üst üste bindirilmesinden kaçındığı da açıktır. Küğünün temel ögelerinden birisi de suskunun varlığıdır. Hiç bir küğde, suskunun küğün temel ögelerinden birisi bulunduğu bunca açıklıkla belirmez/işitilmez. Suskunun görevlendirilmiş / açıklıkla belirtilir oluşu küğüne çok yerde -telgrafçının mors abecesini kullanışındakine benzer- noktalardan, çizgilerden oluşan kesintililik havası getirir.
Schönberg'in öğrencisi Webern'in yapıtları karşısında dediğince: "Tek sayfada kocaman bir roman" anlatılmaktadır. Schönberg'in yoğun/karmaşık küğü yanında Webern'in küğü yalıtılmış söyleyişiyle daha kestirmeden, açık bir etkinlik gösterir. Bunun sonucu olarak, önce dengeserlikdışı, ardından dizisel yöntemin 1940'lardan sonra Avrupa'da tüm genç bağdarlar arasında etkin bir yöntem olarak benimsenmesi sırasında, kuramcı Schönberg'in küğünden çok, Webern'in uygulayım yöntemi daha derin izler bırakmış, hemen tüm genç bağdarlar Webernci kesilmişlerdir diyebiliriz.
Şimdi, önce Schönberg'in 1909 yılında yazmış olduğu Op.16 Beş Orkestra Parçası adlı yapıtını bir kez daha, ancak bu kez değişik bir orkestra ve yöneticiden dinletecek, ardından Webern'in aynı yılda yazıp öğretmenine sunulamış olduğu Op.6 Altı Orkestra Parçasını sunacağız.
Schönberg'in Op.16 "Orkestra İçin Beş Parça"sının bölüm başlıklarını anımsatalım: 1. Önsezi 2. Geçmiş 3. Renkler 4. Ani Değişiklik 5. Zorunlu Anlatım.
Yapıtı bu kez Ernest Bomr yönetimindeki Baden-Baden Senfoni Orkestrası seslendiriyor.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Arnold Schönberg Okestra için Beş Parça Op.16 (16'32")
Anton Webern'in Op.6 Orkestra için Altı Parça yapıtını James Levine yönetiminde Berlin Filarmoni seslendiriyor.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Anton Webern - Orkestra için Altı Parça Op.6 (12'20")
Anton Webern'den Op.7 Keman ve Piyano için Dört Çalışma, Op.8 İki Şarkı'yı sunuyoruz. İki yapıt da 1910 yılında yazılmıştır. Keman-Piyano yapıtını; İsaac Stern - Charles Rosen ikilisi çalmakta. Şarkıları soprano Heather Harper Pierre Boulez yönetimindeki topluluk eşliğinde söylemektedir.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Webern - Keman-Piyano için Dört Çalışma Op.7 (4'56")
-İki Şarkı Op.8 (2'12")
Webern'in iki yıl 1911 ve 1912 yıllarında hiç yapıt ortaya koymadığını görüyoruz. 1913 yılında çok etkileyici iki yapıt çıkıyor karşımıza: Op.9 Yaylılar Dörtlüsü için Altı Bagatel... Webern bu yapıtını arkadaşı Alban Berg'e sunulamıştır. Op.10 Orkestra için Beş Parça... Webern bu yapıtında Op.6'daki büyük orkestra yerine küçük bir orkestra kullanmayı yeğlemiştir. Yapıtın süresi de Op.6'nın üçte biri kadardır, tam bir özümleme... Op.9 Bagtelleri Artis Dörtlüsünden, Op.10 Orkestra için Beş Parça'yı önemi, hem de yönetime göre ne denli ayrı sonuçlara ulaşılabileceğini belirlemek bakımından Ernest Bour yönetimindeki Baden-Baden Senfoni Orkestrasından önce Op.6'ı dinlettikten sonra sunacağız. Daha sonra da Pierre Boulez yönetimindeki Londra Senfoni Orkestrasından dinleteceğiz.
Önce Op.9
KÜĞ (Ç.S.M.) : Anton Webern - Op.9 Bagateller (4'18")
Şimdi sıra Opus 6 ve ardından Op.10'da Ernest Bour yönetiminde Baden-Baden orkestrasından dinletiyoruz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Webern - Op.6 (12'02") ve Op.10 (4'05") (16'07")
Op.10'u bu kez Pierre Boulez yönetiminde Londra Senfoni Orkestrasından dinleyeceksiniz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Webern - Op.10 (4'17")
Webern'den bugünkü izlencemizde dinleteceğimiz son yapıt; 1914-1918 yılları arasında yazmış olduğu, Op.13 Orkestra eşlikli Dört Şarkı olacak. Bu dört şarkının şiirleri Karl Kraus, Wang-Seng Yu, Li-Tai-Po ve Georg Trakl'dan alınmış. Ernest Bour yönetimindeki Baden-Baden orkestrası eşliğinde soprano Halina Lukomska söyleyecek.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Webern - Op.13 Ork. eşlikli Dört Şarkı (6'33")

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Orkestra için Altı Parça Op.6 (Berlin Filarmoni), Piyano için Dört Çalışma Op.7 ve İki Şarkı Op.8 yer almamıştır.

10 Ekim 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 40

Bölüm 40 / Orijinal Yayın Tarihi: 18 Ekim 1999



Sayın dinleyiciler; Günümüz küğünün hazırlayıcılarından 1874-1951 yılları arasında yaşamış olan Arnold Schönberg'in dizisel yöntemin kurallarını ortaya koyduğu 1923 yılına kadar vermiş olduğu: Geç Romantik ve daha sonra Dengeselikdışı/atonal küğ anlayışıyla yazmış olduğu yapıtlarının önemli örneklerini daha önceki izlencelerimizde size sunmuştuk.
1923 yılından sonra Avrupa'da bağdarları üçe ayrılmış görmekteyiz: Schönberg'e yakın kuşaktan olup da kendilerine özgü bir yolu bulmuş ve adlarını buna göre duyurmuş olanlar genellikle kendi yollarında yürümüşlerdir. Bunların içinde yalnız Stravinski daha önce de belirttiğimiz üzere bağdarlığının son yıllarında -1955'ten sonra- dizisel yönteme yöneldi. Asıl sorun-ikilik genç kuşak arasında görülür oldu. Büyük çoğunluk Debussy'nin açtığı çığırdan yürüyerek; dengeserlik duyuşunu biraz daha kapalı biçimde içinde barındıran "genişletilmiş dengeserlik" anlayışı ile kendilerini kanıtlamaya çalıştılar. Bunların karşısında ise başlangıçta küçük bir topluluk oluşturan dizisel yöntemle yazanları oldu.
Schönberg ve onun sadık öğrencileri; Anton Webern ve Alban Berg başta olmak üzere Avusturya'lı bağdarlardan: Egon Wellesz (1885-1974), Ernst Krenek (1900-1991), Joseph Hauer (1883-1959), Hans Jelinek (1901-1969), Theodor Adorno (1903-1969)yu sayabiliriz. Bunlardan Adorno bağdar olarak pek etkili olabilmiş değilse de, yöntemin savunucusu, küğ kuramcısı olarak çok ünlüdür. Egon Wellesz 1938'de İngiltere'ye yerleşmiş, İngiliz uyruğuna geçmiş, başlarda verdiği kimi yapıtlarıyla dikkat çekici olmuşsa da, daha çok Bizans müziği üzerine yaptığı araştırmalarla ünlenmiştir. Ernst Krenek verimli bir bağdar olarak dizisel yöntemle hayli yapıt ortaya koymuşsa da Amerika'ya gidip yerleşmeden önce Avrupa'dayken vermiş olduğu genişletilmiş dengeserlik anlayışına bağlı yapıtlarıyla daha ünlüdür. Örneğin "Johnny Çalıyor" operası, dizisel yöntemle yazmış olduğu "5. Karl" operasından çok daha ünlüdür. Kısaca belirtmek gerekirse anılan bağdarlardan, hiç biri, Schönberg ve iki öğrencisi: Anton Webern ve Alban Berg ölçüsünde yaratıcı ve önemli olamamışlardır küğ tarihi bakımından.
Biz, bugünkü izlencemizden başlayarak önce Anton Webern'i daha sonra da Alban Berg'in 1923 yılına, yani Schönberg'in "dizisel yöntem" kuramını ortaya attığı tarihe kadar olan yapıtlarını tanıtmaya çalışacağız. Gerek Schönberg'in, gerekse öğrencilerinin 1923 yılından sonraki yapıtları üzerinde izlencemiz sürerse daha sonra durmayı düşünmekteyiz.
Anton Webem 1883 yılının 3 Aralık günü Viyana'da doğdu. Viyana Üniversitesinde Guido Adler'in öğrencisi olarak küğ bilim okudu. 1904 yılında bir yandan da Arnold Schönberg'in öğrencisi olarak bağdama dersleri aldı. 1906 yılında doktorasını "Heinrich Isaac"ın "Choralis Constantinus"u üzerine yaptı. Schönberg'den ders almaya başladığı 1904 yılında bir yandan da ilk bağdarlarını yazıyordu. Ne ki bunlardan hiçbirini sonradan 1908'de yazdığı ve Op.1 sayısını verdiği Passacaglia ile başlayan bağdalar dizisine almadı. Schönberg de öğrencileri de yapıt sayısı bakımından verimli birer bağdar sayılmazlar. Schönberg'in tüm yapıtlarının sayısı toplam olarak 50 tanedir. Webern'in opus sayısı taşıyan 31 yapıtı vardır. Bunlara, opus sayısı vermediği erken dönem birkaç yapıtını eklersek 37'e ulaşır. Üstelik bu yapıtlar alışılmamış ölçüde kısadırlar. Hepsini aralıksız ardı ardına dinletecek olursak tümü için 4 saat 41 dakika ayırmamız gerekir. Ne ki bu yapıtlar yineliliği ve ayrıntısı olmayan yepyeni bir söyleyiş getiren son ölçüde öz, şaşırtıcı ölçüde özlü yapıtlardır.
Her türlü gösterişten uzak, sakin bir yaşamı vardı Webern'in Çağdaş Küğün tanıtımı yönünden uğraşıyor, dinletiler düzenliyor, orkestra yöneticiliği yapıyor, az sayıda öğrencisiyle ilgileniyordu. İkinci Dünya Savaşı çıktığında Viyana'dan ayrılmadı. Nazilerin egemenliği döneminde kendi küğünü bile seslendirtemez olmuştu. 1945'te bombardımanda oğlu, bulunduğu treni isabet alması sonucu ölünce, Viyana'yı terk ederek evli kızlarının bulunduğu Salzburg yakınındaki Mittersill'e gitti. Ne ki 15 Eylül 1945 akşamı hava almak, ya da sigara içmek için dışarıya çıktığında yakında nöbet tutan Amerikalı erin uyarısını duymadığı veya ne söylediğini anlamadığı için nöbetçi erce vurularak öldürüldü.
Anton Webern'in yapıtlarını tanımaya, erken döneminde geç romantik anlayış içinde yazdığı opus sayısı bulunmayan yapıtlarından başlayacağız. İlk dinleteceğimiz "Yaz Rüzgarında/Im Sommerwind" adlı yapıtı kaç yılında yazdığı kesin olarak bilinmemekle birlikte Schönberg'den bağdama dersleri almaya başladığı 1904 yılında yazmış olabileceği daha olası görülmektedir.
"Yaz Rüzgarında"yı Krallık Concertgebouw orkestrasından Riccardo Chailly yönetiminde dinleyeceğiz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Im Sommerwind (13'15")
Şimdi bir biri ardınca dinleteceğimiz üç yapıt da yaylılar dördülü için yazılmış. Yaylı Dördül 1905'te, Yalı Dördül için Ağır Bölüm yine 1905'te Yaylı Dördül için Rondo 1906 yılında yazılmış. Bu üç yapıtı da Artis Dörtlüsünden dinleyeceğiz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Dördül (1905) (13'27")
                          Ağır Bölüm (7'03")
                          Rondo (6'57")
Bundan sonra dinleteceğimiz yapıtlar opus sayısı taşıyanlardan seçilmiştir.
Şimdi, 1908 yılında yazılmış olan Op.1 Passacaglia Krallık Concertgebouw Orkestrasını Riccardo Chailly yönetiyor.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Op.1 Passacaglia (11'37")
Dinleteceğimiz son yapıt; 1909 yılında yazılmış olan Op.5, Yaylılar Dörtlüsü için 5 Bölüm. Yapıtı Artis Dörtlüsü seslendiriyor.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Yaylılar Dörtlüsü için 5 Bölüm Op.5 (10'33")

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Yaylılar Dörtlüsü için 5 Bölüm Op.5 yer almamıştır.

3 Ekim 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 39

Bölüm 39 / Orijinal Yayın Tarihi: 13 Ekim 1999



Sayın dinleyiciler; Szymanowski'nin tanıtımına ayırdığımız izlencelerin bugün sonuncusunu sunacağız.
Önce Szymanowski'nin orta (ikinci) dönem yapıtlarından olan, ilk seslendirildiği günden bu yana pek çok küğcü için çağdaş keman konçertosunun ilk, hem de en güzel örneği sayılmış olan 1916 yılında yazılıp ilk kez Paul Kochanski'nin yalkıcı olarak 1922'de seslendirmiş olduğu Op.35 Birinci Keman Konçertosu var. Hemen belirtelim, yapıt tek bölümlüdür. Szymanowski'nin en devrimci yapıtı olarak bakılabilir. Konu birliği aranmadığı için alışılan biçimlerden hiç birine de tam bir uyum göstermez. Kemanın söylemi ile orkestranın söylediği de tıpkılık göstermez. Ne ki alacalı bir çokseslilik içinde bütünleşir, birbirlerini tamamlarlar. Yapıtta belirgin konu birliği yoktur ama, hızlı veya yavaş devinimlerden hangisi egemen kılınmak isteniyorsa, bu hıza uyar biçimde düzenlenmiş ses benzeyişmeleriyle sanki konu birliği varmış etkisine kapı açılır.
Szymanowski'nin bu olağanüstü güzel konçertosunu Witold Rewicki yönetimindeki Varşova Ulusal Filarmoni Orkestrası eşliğinde Wanda Wilkomirske'nin kemanından sunuyoruz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Szymanowski - Keman Konçertosu No.1 Op.35 (23'44")
Sırada Szymanowski'nin büyük boyutlu son iki yapıtı bulunuyor: Op.60 Piyano ve Orkestra için Konçertomsu Senfoni (veya 4. Senfoni) ile Op.61 İkinci Keman Konçertosu.
Op.60 Konçertomsu Senfoni (Symphonie Concertante)'ı Szymanowski 1932 yılında yazdı. Yalnız piyano için hayli yapıtı olmasına karşın, konçerto biçiminde; piyano ve orkestra için tek yapıtıdır. Konçertomsu Senfoninin şaşırtıcı olan yanı; biçim olarak klasik ölçülere tam bir uyum göstermesine karşılık - örneğin yapıtın ilk bölümü sonat biçimine girer- içerik olarak örtüsüz bir duygululuk göstermekle romantizmi de içinde barındırmakta olmasıdır. Üç bölümlü olan yapıtın ilk bölümü: Moderato (tempo commodo), ikinci bölümü -ki lied biçimini usa getirmektedir ancak sonda birden hızlı bir geçişle mazurka tartımına yaklaşan bir rondo sayabileceğimiz Allegro non troppo buyurgulu üçüncü bölüme bağlanmaktadır.
Szymanowski'nin 4. Senfoni veya Konçertomsu Senfoni olarak adlandırdığı bu yapıtını Vassily Sinaisky yönetiminde BBC Filarmoni'si eşliğinde piyanoçalar Howard Shelley’den dinleyeceğiz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Szymanowski - Senfoni No.4 / Konçertomsu Senfoni Op.60 (23'24")
Şimdi dinleyeceğimiz yapıt, Szymanowski'nin bitirebilmiş olduğu büyük boyutlu son yapıtı olan İkinci Keman Konçertosu. Szymanowski yakın arkadaşı Kochinski'ye sunulamış olduğu bu ikinci keman konçertosuna 1932 yılında başladı, 1933 yılında bitirebildi. Bu ikinci konçertosu da ilki gibi tek bölümlüdür. Hızlı ve yavaş akış tek bölüm içinde sergilenmiştir. Yapısı bakımından klasik biçim anlayışına yatkınlık gösterir: Tek bölümlü kocaman bir sonat olarak görebiliriz. Tıpkı Konçertomsu Senfonisinde olduğunca biçimde klasiktir ama söyleyiş / tin bakımından alabildiğine duyguludur. İsterseniz buna romantik de diyebilirsiniz. İki keman konçertosunun da kadans bölümlerini yapıtların sunulanmış olduğu Paul Kochanski yazmıştır.
Szymanowski'nin Op.61 İkinci Keman Konçertosu'nu yine Witold Rowicki yönetimindeki Varşova Ulusal Filarmoni Orkestrasının eşliğinde kemancı Wanda Wilkemirska'dan sunacağız.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Szymanowski - Keman Konçertosu No.2 Op.61 (21'50")

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Keman Konçertosu No.2 Op.61 yer almamıştır.

Çağlar ve Müzik - 39x

Bölüm 39! / Orijinal Yayın Tarihi: 4 Ekim 1999

Not: Tekrar yayında Op.46 Kral Roger operası yer almamış, Op.55 Harnasie (Haydut) bir önceki hafta yayınlanmıştır.
Sayın dinleyiciler; Karol Szymanowski'nin 1920-1924 yıllarında yazdığı Op.46 Kral Roger operasının son, 3. perdesini sunacağız.
Konuyu kısaca anlatalım: 12. Yüzyılda Sicilya'da Norman Kralı II Roger, Doğu'dan gelmiş, Hıristiyanlığa karşı görüşlerle yeni bir tanrıya tapmayı dile getiren Çoban Yalvaç'ı tutuklamak isterse de, sevgili eşi Roxana'nın isteğine uyarak, önce savunmasını dinlemek üzere Çoban'ı serbest bırakır. 2. Perde de geceleyin çoban, kendisini beklemekte olan Kralın huzuruna gelir. Çoban öyküsünü anlattıktan sonra, yandaşlarıyla birlikte büyüleyıci bir kırına / dansa geçer, Kralın eşi Roxana yekinir, büyülenmiş olarak Çoban'a yönelerek, onun yanındakilere katılarak çekip gider.
3. perde Greklerden kalma eski bir tiyatro kalıntısında geçer. Tan atımından önce, Kral Roger yanında danışmanı İdrisi ile birlikte tiyatro kalıntısında seslenerek eşi Roxana'yı aramaktadır. Yaklaşan bir topluluğun cümbüşü işitilir. Çoban-Yalvaç eski sunakta bir kurban töreni yapmaktadır. Güneşin doğuşuyla birlikte; Çoban'ın Dionisos'a (eski Yunanistan'da şarap tanrısı Baküs 'e) çevresindeki yandaşlarının Mainad'lara, Bakhant'lara (şarap Tanrısı Bakhüs'le birlikte dolaşan curcunacı yaratıklara) dönüştükleri görülür. Roxana da içlerindedir. Tümü çılgınca bir kırına/raksa koyulurlar. Kral bu çıldırmışçasına kalabalığa katılmak, Roxana'nın yanına gitmek isterse de, danışmanı İdrisi'nin uyarmasıyla kendini tutar. Curcunacı alay Roxana'yla birlikte uzaklaşıp gider. Kral ve İdrisi orada yalnız kalırlar. Kral Roger doymamış istekler, acı dolu yalnızlık içinde, yükselen güneşi öven bir ilahi söylemeye koyulur "Yalnızlığımın derinliğinden, gücümün dibindeki saydam yüreği paralayarak güneşe sunacağım." Böyle der Kral Roger sonunda.
Opera'da yer alan sanatçıları bir kez daha belirtelim:
Sicilya Kralı II Roger - Andrej Hiolski, bariton
Eşi Roxana - Hanna Rumovska, soprano
İdrisi, kralın danışmanı, Arap bilgesi - Zydislaw Vikodem, tenor
Çoban - Kazimierz Pustelak, tenor
Arşevek - Marek Dubrowski, bas
Varşova Ulusal Opera Korosu ve Orkestrasını Mieczyslaw Mierzeyejewski yönetiyor.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Szymanowski - Kral Roger Operası, 3. Perde (22'03")
Szymanowski'den dinleyeceğimiz ikinci yapıt; onun dinsel nitelikli, en önemli, en etkileyici, hem de büyük yapıtı: Stabat Mater. Op.53 (1925-26)
Altı bölümlü olan yapıt, soprano, alto, bariton yalkıcılar, koro ve orkestra içindir. Szymanowski'nin bu yapıtında şaşırtıcı, şaşırtıcı olduğu ölçüde de etkileyici büyük bir sadelik kendini gösterir. Alacalı ezgisi, tutumlu, ama belirleyici bir uyum içinde açığa çıktığı yerlerde etkinliğinin çarpıcı ölçüde arttığı, dinsel söylemin özündeki sevgiye, yakınlığa, insan sıcaklığına adanmış bir küğ olduğu ortaya çıkar.
Dinleyeceğimiz sanatçılar:
Soprano; Stefania Woytowicz / mezzosoprano; Krystyna Szostek-Radkowa / bariton; Andrej Hiolski / Krakov, Polonya Radyo ve Televizyon Koro ve orkestrası / yönetmen; Stanislaw Wislocki
KÜĞ (Ç.S.M.) : Szymanowski - Stabat Mater (25'28")
Bugün dinleteceğimiz son yapıt; Szymanowski'nin 1926 yılında yazmış olduğu tek balesi; Op.55 Harnasie / Haydut.
Szymanowski Tatra dağlılarının ezgilerinden çok etkilenmişti. Balenin küğü benzersiz bir ikilem gösterir. Ezgiler Tatra dağlılarından alınmadır ama, çok tartımlı, çok dengeserli, küğünün alacalı yapısı içine öylesine bütünleştirilerek oturtulmuştur ki, yeni bir küğ çıkmıştır ortaya. İlk kez 1935 yılında Prag'da sahnelenen yapıt derin etkiler bırakmıştır. Dokuz kırın sahnesinden oluşan balenin konusu Dağlı haydutların ovaya inip kız kaçırmaları, düğünleri ve yeniden dağa dönmeleri olarak özetlenebilir. Sunacağımız yapıtta yer alan şarkıları tenor Andrej Bachleda söylemektedir. Varşova Ulusal Koro ve Orkestrasını Bohdan Wodiczka yönetmekte.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Szymanowski - Harnasie Op.55 (25'39")