15 Ağustos 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 32

Bölüm 32 / Orijinal Yayın Tarihi: 16 Ağustos 1999



Bartok 1918 yılında Viyana'ya gittiğinde Schoenberg'le tanışır. Onun küğüyle yakından ilgilenir. O yıl, piyano için yazmış olduğu Op.18 Üç Çalışma, Schoenberg küğüne yaklaşımının, ilgisinin en güzel örneği sayılabilir. Bartok'un alacalı/kromatik küğü dizi anlayışını içinde barındığı için, oniki sesin sıralanmasında Schoenberg'in 1923'te ortaya çıkaracağı kurallara tam bir uyuşması söz konusu olmasa bile dengeserlikdışı/atonal küğün içinde dizi anlayışını saklandığının ayırdında olduğunu söylemek gerekir. Bartok hiç bir zaman; ne o gün ne daha sonra dizisel anlayışa tam bir uygunlukla küğ yazmamıştır. Onun küğünün özelliği dengeserliği en uzak noktasına kadar yürütebilmek, ama tümden dengeserlikdışına geçmemek, uzak ya da genişletilmiş dengeserlik anlayışına göre yazılmış en etkileyici, anlamlı yapıtların başta gelenlerinden birisi olan, Op.18 Üç Çalışma'yı Paul Jacobs'un piyanosundan dinletiyoruz.
1. Çalışma - Allegro molto,
2. Çalışma - Andante sostenuto,
3. Çalışma - Rubato, tempo giusto, rubato buyurguludur.
KÜĞ (Ç.S.M) : Bartok - Üç Çalışma Op. 18 (7'14")
Bartok 1919 yılında üçüncü ve son sahne yapıtı olan "Le Mandarin Merveilleue / Der Wurderbare Mandarin / Tansık Mandarin" Op.19 bale yapıtını bitirir. Yapıt ürkütücü, anlamsız bulunur. Balenin ilk kez sahnelenmesi Bartok'un ününün dış ülkelerde yaygınlaşmış olması sonucu ancak 1926 yılında Köln'de gerçekleşir. Anlaşılan 1926'da Almanya'da bile bu küğe karşı yeterli bir anlayış, yakınlık oluşmamış bulunmalı ki, "Tansık Mandarin" 1926 yılından sonra Bartok'un ölümüne dek bir daha hiç bir yerde sahnelenmedi, seslendirilmedi. 1945'te Bartok'un ölümünden sonra değeri günden güne daha anlaşılmaya başlayınca, bu yapıtı da anımsanıp 1960'larda New York'ta sahnelendi. New York'lu küğ eleştirmenleri bu gösteriden sonra, yazıldığı günden bu yana son elli yılda yazılmış bale yapıtlarının en mükemmeli olduğunda görüş birliğine vardılar.
1918'de Op.18 Üç Çalışma'nın yazılmış olması "Tansık Mandarin"in aşırı alacalı yapısının anahtarı olarak görülebilir. "Tansık Mandarin"in öyküsü/cönkü Menyhert Lengyel'indir. Karanlık, ürkünç, düşsü bir kou. Bir sokakta pusu kuran haydutlar, çığırtkan olarak öne sürdükleri kızın ayartıcılığına kanarak sokağa giren kişileri soyar, sonra öldürürler. İlk iki kurbandan birşey çıkmaz. Kurbanların üçüncüsü Mandarin, sokak başında görünür. Kız onu da baştan çıkarmak için, iç gıcıklayıcı bir kırına başlar ve onu pusu kurulan eve çeker. Haydutlar, Mandarin' in üzerine çullanır, parasını, mücevherlerini alırlar. Öldürmek için yüzüne yastık kapatır, üzerine oturarak boğmaya çalışırlar. Öldüremezler. Kılıç saplarlar. Ölmez. Odanın ortasında duran yüksek bir asma şamdana asarlar. Bunların hiçbirine karşı koymaz Mandarin. Bu arada işini bitirdiği için kenara çekilmiş olan çığırtkan kıza hiç kapanmayan gözlerle yeşil bir ışık içinde çılgın bir istekle, tutkuyla bakar durur. Kapatılması olursuz bu gözlerden gangsterler yılarlar. Kızı iterler. Kızın acıyarak onu kucaklamasıyla Mandarin'in yaralarından kan akmaya başlar, gözleri kapanır.
Stevens'in "Bartok'un sahne yapıtları utura keskinliğindedir" sözünü anımsarsak, "Tansık Mandarin"in bunların en keskini bulunduğunu söyleyebiliriz. Bartok'un 1910 yılından 1919 yılına dek ortaya koyduğu yapıtlarda; yabanıl, sert, aralıksız bir hamle gücü bulunduğu hemen kendini belli eder. Tansık Mandarin bu tutumu en keskin hatlarıyla vermektedir. Yapıtta; gürültülü sokaktaki gangsterlerin ardı ardına gelen cinayetleri, rahat küğlerin kurbanı olan izleyiciyi, tüm orkestrada gelişen tartısallıkla şaşkına çevirir. Bir cinayetten ötekine aradaki geçkiler, uğursuz havayı azaltacağına, klarinetlerin kötülükleri önceden haber veren, boşluğa karşı alışılmamış uluyuşları ile çoğalır. Küğü yalnızca tatlı ezgilerle duygulanma sananlar bu küğde gerçek bir cinayet bulunduğunu çekinmeden düşünebileceklerdir. Kuşkusuz olan yön: Tansık Mandarin'in Bartok'un yaklaşılabilmesi en zor, ama bir kez anlaşılabildi mi anlatım gücünün yüksekliğiyle hayranlık getiren en önemli yapıtlarından birisi olduğudur.
Bartok, bale küğünün tümünün sahnelenmesinin zorluğunu göz önünde bulundurarak balenin içinden aldığı bazı bölümlere değişik bir bitiriş de yazarak bir de Tansık Mandarin Ardışı yazmıştır. Bu ardışın balenin kendisinden daha çok seslendirildiğini söyleyebiliriz.
Biz bu izlencemizde, önce balenin tümünü sunacağız ardından, yapıtın önemini göz önünde tutarak, kulaklarda daha yer edinebilmesi bakımından Ardış biçimini de sunacağız.
Şimdi "Tansık Mandarin"in tüm küğünü, Pierre Boulez yönetiminde, Schola Cantorum ve New York Filarmoni'nin seslendirmesiyle sunuyoruz.
KÜĞ (Ç.S.M): BARTOK - Tansık Mandarin, bale, Op.19 (31'04")
Şimdi de Rafael Kubelik yönetimindeki Şikago Senfoni Senfoni Orkestrasından "Tansık Mandarin" Ardışını sunuyoruz.
KÜĞ (Ç.S.M): BARTOK - Tansık Mandarin Ardışı (18'03")
Son olarak, Bartok'un 1920 yılında piyano için yazmış olduğu sekiz parçadan oluşan Op.20 Macar Halk Şarkıları Üzerine Doğaçlamalar yapıtını Claude Helffer'in piyanosundan sunuyoruz.
KÜĞ (Ç.S.M): BARTOK - Op.20 Macar Halk Şarkıları Üzerine Doğaçlamalar (11'04")

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Tansık Mandarin Ardışı yayınlanmamıştır.