26 Eylül 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 38

Bölüm 38 / Orijinal Yayın Tarihi: 27 Eylül 1999

Karol Szymanowski 1. Dünya Savaşı sonlarına doğru 1917'de Rusya'daki baskaldırma sırasında yurtluğunun harap olduğunu gördü. Timosovka'da artık oturabilecek yeri kalmamıştı. 1917'den 1919'a kadar Elisabethgrad'da oturdu. Bütün savaş boyunca çalışmalarını hiç aksatmadı. Op.26'dan Op.42'e dek olan 17 yapıtını Birinci Dünya Savaşı sürerken 1914 ile 1918 yılları arasında yazdı. 1920'de temelli olarak Varşova'ya yerleşti. 1921'de Londra, Paris ve NewYork'a kısa süre için gitti. Yapıtları Uluslararası Çağdaş Küğ Derneğinin şenliklerinde seslendiriliyordu. Bu durum ister istemez kendi ülkesinde de değerinin anlaşılması sonucunu getirdi. 1926'da Varşova Konservatuvarı Müdürlüğüne atandı. Konservatuvar eğitiminin çağdaşlaşması, özgürleşmesi için savaşıma girişti. Konservatuvar içinden de, dışından da bu yenilenmeye karşı çıkanlar olunca, bunları başarılı bir yazar olarak gazetelerede çıkan yazılarıyla yanıtladı; köhnemiş, kalıplaşmış kurumun çağa uygun eğitim, öğretim koşullarına uyularak yeniden yaşam kazanmasını sağladı.
1926'dan sonra yeni yapıtlar ortaya koymada verimi eskiye oranla giderek düştü. Ancak yapıt sayısının azalmasına karşılık, sonraki yapıtlarının hepsi de buluş zenginliği, ögesel kuruluş/biçimsel denge yönünden birer başyapıt niteliği taşır oldu. İki yıl kadar sonra Konservatuvar müdürlüğünden ayrıldı. Veremdi. Bir türlü tam bir sağalma sağlanamıyordu. 1933 yılında başlamış olduğu son yapıtı olan: Op.62 İki Mazurka'yı 1934 yılında zorlukla yazdı. Bundan sonra yaşayabildiği üç yıl içinde başka da bir şey yazamadı. 1937 yılının 28 Mart günü İsviçre'nin Lozan kentinde yatmakta olduğu sanatoryumda öldü.
Bugün dinleteceğimiz ilk yapıt; Szymanowski'nin 1924-1926 arasında piyano için yazmış olduğu "Op .50 Yirmi Mazurka"sından dört tanesi. Szymanowski, Chopin'in 58 mazurkasına karşılık ancak 22 tane mazurka yazmıştır. Szymanowski'nin mazurkalarında da Chopin'deki kadar incelik, hüzün, tutku, çeviklik veya derinlemesine ağırlık vardır. Bunlardan başka; çağına uygun yönde süre sürekli zengin uyum değişikliği, ezginin bütünün içine sanki püskürtülmüş olmasından ötürü yüreğe dokunur dokunmaz uçup duran yakalanması zor bir engin havalılık vardır.
Hiç evlenmemiş olan Szymanowski'nin yaşamını da, bağdarlığını da çok bağlı olduğu dostlarıyla paylaşım konusu yaptığını söyleyebiliriz. Öteki yapıtlarında, yirmi mazurkanın hepsini de bu dostlarına sunmuştur. Op.50'deki ilk dört mazurka ünlü piyanoçalar Rubinstein'a sunulanmış, Rubinstein tarafından da bir çok dinletide seslendirilmiştir. Dinleteceğimiz Op.50 / 1, 2, 3, 4 sayılı bu mazurkaları kendisine sunulmuş olan Arthur Rubinstein'in 1961 yılında New York'da Carnegie Hall'da verdiği dinletide alınan kayıttan dinletecegiz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Szymanowski - Op.50 / 1,2,3,4. Mazurkalar (11'00")
Karol Szymanowski'nin iki operası vardır. Bunlardan ikinci operası, konusu bakımından "felsefi opera" niteliği taşımasıyla ünlüdür. 1920-1924 yılları arasında yazılan bu opera "Kral Roger" adını taşımaktadır, Opus sayısı 46'd1r. İlk kez Varşova'da 1926 yılında sahnelenmiştir.
Konu 12. yüzyılda Sicilya'da geçer. Sicilya'nın Norman kralı Roger ile sevgili eşi Roxana'nın dinsel-gizemsel görüşlerinin, tutkularının sonucu, birbirlerinden kopup ayrılmanın öyküsünü içerir.
1. Perde kilisede geçer. Palermo katedralinde yapılan ayinden sonra, başrahibin krala; bilinmeyen bir doğu ülkesinden gelmiş bir çobanın hristiyanlığa karşı bir takım zararlı düşünceleri yaymaya çalıştığını, kralın gücünü kullanarak bunu önlemesi gerektiğini söylemesi üzerine, Kral, sahte yalvaçlık taslayan ve Sicilyalıların hristiyanlıktan soğutarak bilinmedik yeni bir tanrıya tapınmaya çağıran Çobanı tutuklama buyrultusu çıkarmak isteyince, sevgili eşi Roxana, önce Çoban'ı dinlemesini, sonra karar vermesini önerir. Kral bunun üzerine önce Çobanı dinleyip yargılayacağını, kararını bundan sonra vereceğini belirtir. Çoban gelir urunç/dinsel kendrnden geçiş içinde konuşmaktadır. "Benim Tanrım, benim kadar gökçek" diye konuşmaya baslar. Kralın çevresindekiler, rahipler Çobanın tutuklanmasını isterlerse de; Kral Roger karısına verdiği sözü tutmak için akşama yalvaç çobanın öğretisini dinledikten sonra karar vereceğini belirterek Çobanı serbest bıraktırır.
2. perde, Geceleyin Kral Sarayının avlusunda geçer. Kral Roger, gizemli çobanı merak ve sabırsızlık içinde beklemektedir. Yalvaç Çoban yanında yandaşlarıyla birlikte gelir. Kralı "Bengi Sevi/Ebedi Aşk" adına selamlar. Öyküsünü anlatır: Ganj nehri kıyılarından gelmiştir. Tanrısından ve onun her şeye egemen olan gücünden söz etmeye koyulur. Kral Roger, bu bilinmeyen, ama gücü her şeye yeten Tanrı anlatımından öfkelenerek yalvaç -çobana "küfür içinde" olduğunu söyleyerek tutuklanmasını isterse de, Roxana eşinin öfkesini yatıştırmayı, onu yumuşatmayı yine başarır (Roxana'nın ünlü aryası). Bunun üzerine çoban ve çevresindekiler bilinmedik küğ/müzik eşliğinde giderek coşkunlaşıp kendinden geçiren bir tapınç kırnına/tapınma dansına koyulurlar. Bu, yalnız bir gösteri degil, izleyenleri büyüsü içine alabilen bir çağrıdır. Kırınan/oynayan topluluğu afsunlanmışcasına izleyen Roxana birden yekinir, yalvaç-çobanın çekimine kapılmış ona yönelir. Kral Roger, nöbetçilere, çerilere çobanı yakalayıp bağlamaları buyruğunu verir. Çeriler çobanı tutup bağlarlarsa da, o bu bağlarlı çözüp kurtulur. Büyülenmiş Roxana ve Kralın çevresindeki kişiler de onu izlerken taraftarlarıyla birlikte çekip gider.
Sayın dinleyiciler, Kral Roger operasının iki perdesinin özet olarak konusu budur. Bize ayrılan süre üçüncü perdeyi sunmamıza yeterli bulunmadığından, operanın son perdesini sunmayı gelecek haftaki izlencemize bırakıyoruz. Şimdi Kral Roger operasının birinci ve ikinci perdelerini sunacağız.
Kral Roger operasının sunacağımız kaydında yer alan sanatçılar şunlardır:
Kral Roger - Andrej Hiolski – bariton
Roxana -Hanna Rumovska - soprano
İdrisi - Kral danışmanı, Arap bilgesi - Zydislaw Vikodem - tenor
Yalvaç - Çoban - Kazimierz Pustelak - tenor
Arşevek / Başpiskopos - Marek Dubrowski - bas
Diyakoz / Papaz yardımcısı - Anna Malewioz-Mady - alto
Varşova Ulusal Opera Korosu ve Orkestrasını Mieczyslaw Mierzeyejewski yönetiyor.
KÜĞ (KME): Szymanowski - Kral Roger Operası, 1. ve 2. Perdeler

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Kral Roger Operası yer almamış, onun yerine bir önceki programdan Op.23 Notturno et Tarantella, ve bir sonraki programdan Op.55 Harnasie (Haydut) yayınlanmıştır.

18 Eylül 2012 Salı

Çağlar ve Müzik - 37

Bölüm 37 / Orijinal Yayın Tarihi: 20 Eylül 1999



Sayın dinleyiciler; bugünkü izlencemizde ve bunu izyecek üç izlencede, yüzyılımız küğünün öncü yaratıcılarından Polonya'lı bağdar Karol Szymanowski'yi tanıtmaya çalışacağım.
Karol Szymanowski varlıklı bir ailenin çocuğu olarak Ukrayna'nın Timoşovka bucağında 6 Ekim 1882 tarihinde dünyaya geldi. Babası toprak sahibiydi. Küğsel etkinliğin günlük yaşama girmiş olduğu bir ortamda yetiştti. İlk öğretmeni Gustav Neuhaus olduysa da 1901'de Varşova'ya giderek Zygmunt Noskowski'den ders aldı. İlk yapıtı; Op.1 piyano için 9 Prelüd'ü 1900 yılında yazdı. 1906-1908 yılları arasında Berlin'de yaşadı. Gustav Mahler ve Richard Strauss'un etkileri açıkça görülen bağdalar yazdı. Ancak küğsel eğitiminin temelinde vatandaşı Chopin'in küğünün duygusal etkinliği varlığını hep korudu. 1909'da Varşova'ya döndü. Giderek Strauss etkisinden öte Skryabin'in yapıtlarındaki yoğun, ayrıntılı, oylumlaşmaya dönüşen anlatımı kendisine örnek seçti. 1913-1914 yılları arasında Viyana'da yaşadı. Buradayken Debussy, Ravel daha da sonra Stravinski'nin yapıtlarını tanıdı. Mahler, Strauss, Skryabin etkinliğinin ardından izlenimci küğün biçemi de onun alabildiğine alacalı bir yapılanma içinde kendine özgü biçemini geliştirmesine etken oldu. Çocukluğunda attan düşerek bir ayağının sakat kalması nedeniyle yaşamını küğe ve sürekli okumaya verdiği dönemde, Dou gizemcilğine ilgi duymuş, Mevlana Celaleddin'den, Şiraz'lı Hafız'dan, James Joyce'a dek çok geniş bir ekinselliğe ulaşmıştı. Skryabin'in gizemciliğinin küğüne yansıması, tınaşsal yoğunlukta, sınırları aşarak duyuş yönünden sınırsıza ulaşmak için, küğsel söylemi, dengeserlik/tonalite sınırlarını aşıp geçen -ezgide ve uyumda- alabildiğine alacalılığa/kromatizme gelip dayandı. Bundan artık olarak biçeminde çok katmanlılığın oluşturduğu oylunlaşma ortaya çıktı. Bu alacalılaşma Bartok'a yaklaşıklık gösterirse de Szymanowski'nin çok katmanlılığı, arka plan doluluğu/zenginliği böylece küğünün oylumlu yapısı, onun çağının öteki bağdarlarından -Alban Berg dışında- daha ağır/dolgun bir söyleyişe yöneltmiş görünür. Bu, ağır, katmanlı küğün altında da inceden inceye Chopin'ce bir hüzün hep saklı olmuştır.
Szymanowski'de Bartok gibi çok uzun yıllar kendi ülkesinde anlaşılamamış, tutulmamış, Polonya'lı sayılıp sayılmayacağı bile bir süre tartışma konusu edilmiş bir bağdardır. Yapıtları dış ülkelerde seslendirilerek, Uluslararası çağdaş küğ şenliklerinde adından önemle söz edilmeye başlandıktan sonra ülkesinde de değer verilir olabilmiştir. Önce dış ülkelerde tanınmasında, dikkat çekmesine, ülkesinin yetiştirdiği önemli çalgıçalarların katkısı, yardımı büyük oldu. Arşur Rubinstein, piyano yapıtlarını yabancı ülkelerde seslendirerek bu tanıtımda büyük yer almış olduğu gibi, çağın en başarılı kemancılarından Paul Kochanski'nin de Szymanovski'nin en yakın arkadaşı olarak onun tüm keman yapıtlarının sürekli seslendiricisi olması örnek olarak gösterilebilir.
Szymanovski'nin yapıtlarına ayırdığımız izlencelerimizde, onun olgunluk döneminin başladığı 1913 yılından sonraki yapıtlarından seçmelere yer vereceğiz. Sunacağımız ilk yapıt; 1914-1916 yılları arasında yazmış olduğu, soprano veya tenor solist/yalkıcı, koro ve orkestra için, Mevlana Celaleddin'in bir gazeli üzerine yazmış olduğu "Gecenin Şarkısı" adıyla da anılan Op.27 "Üçüncü Senfoni"si olacak.
Yalkıcı/solist; soprano Stefania Woytowicz, Polonya Radyo-Televizyon Korosu ve orkestrasını Tadeusz Strugala yönetiyor.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Szymanowski - 3. Senfoni (25'20")
Szymanowski'nin keman için yazdığı yapıtların mükemmelliği konusunda tam bir görüş birliği vardır. Szymanowski 'nin arkadaşı ünlü kemancı Paul Kochanski, hem Szymanowski'nin keman yapıtlarının çoğunun ortaya çıkmasının özendiricisi/nedeni olmuş, hem de keman tekniği bakımından, değişiklikler, üstünlükler elde edebilmek yönünden neler yapılabalaceğinde bilgi verici/uyarıcı olmuştur. Szymanowski arkadaşından aldığı çoşku ve etkilenişle ikisi de birer başyapıt olan iki keman konçertosuyla birkaç keman-piyano yapıtı yazmıştır. Konçertolarının ikisini de Paul Kochanski'ye sunulamıştır. Çağın öncü bağdarları; Bartok'un da, Alban Berg'in de kendi konçertolarını yazmadan önce Szymanowski'nin konçertolarını incelediklerini biliyoruz.
Szymanowski , 3.Senfonisinin ardından 1915 yılında keman ve piyano için Op.28 Notturno et Tarantella'yı yazdı. Usta kemancıların dağarında/repertoire dünden bugüne yerini korumuş bir yapıt.
Şimdi, Op.23 Notturno et Tarantella'yı kemanda Lydia Mordkovitch, piyanoda Larina Gusak-Grin'in seslendirişiyle sunuyoruz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Szymanowski - Notturno et Tarantella (9'58")
Szymanowski yine 1915 yılında keman-piyano için üç parçadan oluşan Op.30 Mythes/Söylenceler/Efsaneler adlı yapıtını yazdı. Yapıtın bölüm başlıkları şöyle: 1. Aretusa Çeşmesi 2. Narcisse 3. Dryades ve Pan.
Bu yapıtı, kemanda Kaja Danczowska, piyanoda Krystian Zimmerman'dan dinleteceğiz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Szymanowski - Mythes Op.30 (19'40")
Şimdi dinleteceğimiz keman-piyano yapıtı, aslında onun 1920-24 yılları arasında yapmış olduğu Kral Roger adlı operasının ikinci perdesinde Kraliçe Roxana'nın söylediği aryadır. Çok beğenilmiş, çok sevilmiş bu aryayı kemancı Paul Kchanski keman-piyanoya uyarlamış, böylece keman yazınının en güzel parçalarından birisi durumuna getirmiştir. Roxana'nın Şarkısı adlı bu parçayı, Wanda Wilkomirska'nın kemanı, Tadeusz Chimilienski'nin piyanosundan dinliyoruz.
KÜĞ (Ç.S.M.) : Szymanowski - Roxana'nın Şarkısı (5'04")

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Notturno et Tarantella yayınlanmamıştır.

12 Eylül 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 36

Bölüm 36 / Orijinal Yayın Tarihi: 13 Eylül 1999



Sayın dinleyiciler; bugün, Bartok'un ülkemizde az bilinen, hemen hiç seslendirilmemiş yapıtları tanıtmaya ayırdığımız izlencelerin sonuncusunu sunacağız.
Bartok, 1936'da yazdığı –geçen haftaki izlencemizde sizlere sunduğumuz "Yaylılar, Vurma Çalgılar ve Çelesta için Küğ" adlı yapıtının büyük başarı kazanması üzerine, 1937'de yine örneği hiç olmayan değişik bir kuruluş olarak tanımlayabileceğimiz; "İki Piyano ve Vurma Çalgılar için Sonat"ı yazdı. 1938 yılında İsviçre'nin Basle kentinde eşi Ditta ile birlikte bu yapıtının ilk seslendirilişini gerçekleştirdi.
Gerek "Yaylılar, Vurma Çalgılar ve Çelesta için Küğ"de, gerekse bunun adından yazmış olduğu ; "İki Piyano ve Vurma Çalgılar için Sonat"ta benzersiz karmaşık tartımsallıklarının giderek artan çekicilik ve çarpıcılıkları yanında bu yapıtların her notasından uzun bir iç tartışma ve çekişme sonucu duyulmuş güvenle, bile bile koyulmuş olmanın doyurucu anlamı vardır.
İsviçreli yazar-eleştirmen Aloys Moser "Çağdaş Küğe Bakışlar" adlı kitabında "İki Piyano ve Vurma Çalgılar için Sonat" üzerine şunları yazmıştır: Dinlediğimiz yapıt, yalnızca özgün bir doğallıkla ve yaratıcı usa sahip bir bağdarı tanıtmakla kalmadı, ayrıca; araştıcı, daha önce kullanılmamış sesler bulan, elçindeki/klavyeseki şiirselliği yenilemeye kararlı bir zekâyı da tanıttı. Yararsız Dalcrozienne tartımlarla kandırmaca yoluna gitmeden, küğsel bir düşün/bütünlük yaratarak onu kendi malı yapabilmiş, keskin hem de üstün tartım gösteren bu yapıta, tartımsallğın simgesi olarak bakılabilir.
Son olarak; bağdarın, üst üste bindirilmiş değişik seslerden, beklenmeyen bir karışımla, renk dolu, çekici güzellikler yaratması, bu amaçla çalgıların tüm olanaklarını kullanmayı başararak bu yönden de şaşırtıcı bir yaratıcılık göstermesi yapıta ayrıca önem kazandırıyor. Bu "Sonat" tüm çalgıcılar için üstün gayret ve kıvrak bir hünerlilik/virtuosite gerektirmektedir. Özellikle iki piyanoçaların sırayla paylaştıkları küğsel konuşmanın, keskin tartımlılığı ve sıkı dokunmuş çoksesliliğinden algılama açıklığının/netliğinin yitmemesi bakımından ezgisel çizgiyi bulup çıkarmaları baş sorunlardır.
Bartok'un "İki Piyano ve Vurma Çalgılar için Sonat"ını, piyanolarda Katia ve Marielle Labeque kardeşler ile vurmaçalgılarda Syvio Gualda ve Jean Pierre Drouet'ten sunuyoruz.
MÜZİK: Özel CD - Bartok - İki Piyano ve Vurma Çalgılar için Sonat (24'50")
Bartok ve ikinci eşi Ditta 1940'da ABD'e göç ettikten sonra güç günler başladı. Amerikalı dinleyici de, çalgıçalarlar da Bartok'un küğüne çok uzaktılar. Tüm Avrupa'da tanınmış, önde gelen bağdarlardan olduğu artık tartışmasız olumsanır bulunmasına karşılık ABD'de hemen hiç tanınmıyordu. Daha doğrusu halkın (dinleyicinin) bilmediği , ancak 15-20 küğcünün yapıtlarını bildiği, değer verdiği bir bağdar durumundaydı. Tıpkı kendi ülkesi Macaristan'da uzun yıllar yaşamak zorunda kaldığı ilgisizlik, umursamazlık dolu eski yaşamına yeniden başlıyor gibiydi.
Bartok'un Columbia Üniversitesi Halkmüziği arşivinde sıradan bir memur gibi çalışmasıyla ellerine geçen para, geçinmelerine, sayrılığının sağaltımına yetecek ölçüde değildi. Çok zor koşullar altında Bartok ve eşi dinletiler verebilmek uğraşısı içindeydiler bir yandan da... Bartok tüm koşullara karşın; yardım isteyecek, verilecek yardımı kendisine yedirebilecek ırada/yaradılışta değildi. Onurunu her şeyin üstünde tutan bir insandı. 1940 yılında, iki yıl önce eşiyle birlikte seslendirmiş oldukları yapıtı; İki Piyano ve Vurma Çalgılar için Sonat'ı, yine eşiyle birlikte seslendirebilmek düşüncesiyle ve yapıta taklaşımı –ezgisel yönden- belirginlik ve kolaylık sağlamak bakımından "konçerto" biçimine sokmayı düşündü. Düşündüğünü de yaptı. İlk kez 21 Ekim 1943 günü New York'ta yapıt, konçerto biçimiyle Bartok ve eşi Ditta'nın yalkıcılıklarıyla seslendirildi. Bu, Bartok ve eşinin birlikte verdikleri son dinleti oldu. Bartok 26 Eylük 1945 günü New York'da kan kanseri lösemiden öldü.
Bartok'un " İki Piyano ve Vurma Çalgılar için Konçerto"sunu Simon Rattle'ın yönettiği Birmingham Kenti Senfoni Orkestrasının eşliğinde yine Katia ve Marielle Labeque kardeşlerden sunuyoruz.
MÜZİK: Bartok - İki Piyano ve Vurma Çalgılar için Konçerto (25'48")
Sayın dinleyiciler, başta da belirttiğimiz gibi izlencemizde Bartok'a ayırdığımız bölümleri bitirmiş bulunuyoruz. Gelecek dört izlencemizi çağımız küğünün önde gelen ustalarından Polonyalı bağdar Karol Szymanowski'ye ayırmış bulunmaktayız. Bu izlencelerde de Szymanowski'nin tüm tapıtlarını değil, en önemlilerinden olup ülkemizde hiç seslendirilmemiş ya da çok az seslendirilmiş yapıtlarını sunmaya öncelik tanıyacağız. Bu izlencelerimizin de öğretici ve ilgiye değer bulunacağını umduğumuzu belirterek, birlikte çalıştığım tüm çalışma arkadaşlarım ve kendi adıma saygılarımızı sunuyorum.
Sevgili dinleyiciler, bu haftaki Çağlar ve Müzik Programımızı, programımızın danışmanı ve sunucu olan değerli bestecimiz Ertuğrul Oğuz Fırat'ın bir eseriyle bitiriyoruz. Bestecimizin Op.82 sırasayılı Klavsen Konçertosunu Leyla Pınar'dan dinleyeceğiz. Sanatçıya Cem Mansur yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşlik ediyor. Süremizin yettiğince dinleyebileceğimiz bu yapıtın kaydında Sinan Sungar Tonmayster, Murat Arslan teknisyendi.
MÜZİK: C.S.O. Kaydı dat- (28'00")

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Ertuğrul Oğuz Fırat'ın Op.82 Klavsen Konçertosu yayınlanmamıştır.

5 Eylül 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 35

Bölüm 35 / Orijinal Yayın Tarihi: 06 Eylül 1999



Bela Bartok'un yapıtlarının çoğunu oda küğü çerçevesinde sayabiliriz. Daha önce dinlettiğimiz üç sahne küğü dışında, orkestra için yazılmış yapıtı azdır. Bunların çoğu da ilk döneminde yazılmış olup, oldukça az seslendirilirler. Çünkü, Bartok'un olgunluk dönemi yapıtları yanında, anlatım gücü, orkestralamada yeni tınılar, renkler elde etme bakımından kısıtlı kalırlar.
Bartok'un dinletilerinde en çok seslendirilen orkestra yapıtlarından birisi 1931 tarihlidir. Ancak bu yapıt, doğrudan orkestra için yazılmış değildir. 1907-1910 yılları arasında yazdığı çeşitli piyano parçalarının bir araya getirilerek orkestralanmasından oluşmuştur. "Macar Sahneleri" adı altında 1931'de orkestralanmış olan beş bölümlü yapıtın bölüm başlıkları şöyle: 1. Köyde Akşam 2. Ayı Kırını/Dansı 3. Ezgi 4. Biraz Çakırkeyf 5. Domuz Çobanının Kırını
Konuları yönünden anlatım gücü yüksek, sade ama çok renkli orkestralamasıyla çok tutulmuş olan bu yapıtı, Zubin Mehta yönetiminde İsrail Senfoni Orkestrasından sunuyoruz.
KÜĞ (Ç.S.M.): Bartok - Macar Sahneleri (11'47")
Bartok, orkestra yapıtları içinde çok özel yeri bulunan Yaylılar, Vurma Çalgılar ve Çelesta için Küğ'ü 1936 yılında yazdı. Dört bölümü olan yapıt; benzersiz kuruluşu, güçlü, özgün/kromatik ve yedisek/yazı aşıtlarını birlikte kullanmanın getirdiği şaşırtıcı uyumsal biçemiyle Bartok'vn başyapıtlarından/çığıraçan yapıtlarından sayılmaktadır. Bu yapıtta tüm dördül çalışmalarını 1910'dan sonraki yapıtlarında görülen; keskin, yırtıcı, uzlaşma tanımayan tartımsallığın, dayanılmaz çekicilikle, hem de o ölçüde bilgece özlülüğü sergilenir. Dört bölümlü olan yapıtın bölüm başlıkları: 1.Andante tranquillo 2.Allegro 3. Adagio 4. Allegro molto
Bartok'un "Yaylılar, Vurma Çalgılar ve Çelesta için Küğ" adlı yapıtını Antal Dorati yönetimindeki Detroit Senfoni Orkestrası seslendiriyor.
KÜĞ (Ç.S.M.): Bartok - Yaylılar, Vurma Çalgılar ve Çelesta için Küğ (29'25")
Bugünkü izlencemizin son yapıtı; Bartok'un son yapıtı olan, Üçüncü Piyano Konçertosu. Bartok, İkinci Dünya Savaşı başladıktan sonra, Mihver devletlerinin faşist saldırganlıkları karşısında, yurdunda barınamayacağını, faşizmin egemenliği altında yaşamasına olanak kalmayacağını anlayarak 1940 yılında ABD'e gitti. Orada daha beş yıl, türlü zorluklara göğüs germeye çalışarak, yoksulluk içinde yaşadı. Son yapıtı olan; Üçüncü Piyano Konçertosu'nu 1945 yılında yazmaya başladı. Ne ki konçertonun son 17 ölçüsünü yazamadan 26 Eylül 1945'te New York'da öldü. Bıraktığı elyazması partiturda boş bırakılan bu son 17 ölçüyü öğrencisi Tibor Serly tamamladı.
Bartok'un Üçüncü Piyano Konçertosu'nda Birinci ve İkinci Piyano Konçertolarına göre, sertlik yerine yumuşaklık, yeni bir yapısallığa ulaşmak uğruna yapılan dirnçli biçimbozmalar yerine eski biçimlere uyumluluk, dahası; ezgilemede tadına daha kolay varılabilir açıklık, uyumda sertliği törpülenmiş oldukça hüzünlü tınaşlar görülür. ABD'e geldiğinde yapıtlarına kuşku ile uzaktan bakmakla yetinen bir dinleyici topluluğu ile karşılaşan Bartok'un ivediyle anlaşılmaya kesin gereksinmesi bulunduğu için ABD'de verdiği son yapıtlarında, yeni savlar getirmek yerine, daha önce vermiş olduğu yapıtlarındaki savların, yeniliklerin anlaşılması, onlara dönülüp bakılabilmesi uğruna, dinleyiciyi ürkütmeyecek, daha kolaylıkla, daha yumuşaklıkla kendisine çekebilecek yapıtlar yazmaya kendisini zorunlu saymış olduğu öne sürülebilir. Bartok'tın Üçüncü Piyano Konçertosu'nu öğrencilerinden olan György Sandor'dan dinleyeceğiz. Adam Fischer yönetimindeki Macar Devlet Senfoni Orkestrası eşlik ediyor.
KÜĞ (Ç.S.M.): Bartok - Üçüncü Piyano Konçerlosu (21'49")

Not: Tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Macar Sahneleri yayınlanmamıştır.